Mimar Şebnem Buhara’nın Abdi ipekçi Caddesinde yer alan ofisi kendi kişisel zevkine dair ipuçlarına ev sahipliğini yapan konforlu ve sıcak bir çalışma alanı.
Bir ofis tasarımının nasıl olması gerektiğini soruyoruz Mimar Şebnem Buhara’ya Abdi İpekçi Caddesi üzerinde yer alan Bou Interior&Architecture ofisini gezerken. “Ofislerimize çalışmak için geliyoruz. Doğru ısının, ışığın olduğu, oksijenin ayarlanabildiği, statik elektriğin en aza indirildiği ortamlarda rahatça çalışılır. Akustiğin doğru sağlanması, elektrik aksamının doğru tefrişe konulması, aynı zamanda da masa, çalışma sandalyesi ve masaya gelen ışığın doğru olması gerekiyor. Biz nasıl evlerde dramatik ışık düşünüyorsak ofislerin ve çalışma ortamlarının da mutlaka gözü almayacak şekilde aydınlatılması gerekiyor. Bizim tasarımcılar olarak mekânları hem güzel hem fonksiyonel hale getirmemiz lazım” diyerek yanıtlıyor sorumuzu. Kendi ofisini tasarlarken en çok hoşuna giden şeyin tavanların yüksekliği olduğunu, gün ışığını bolca alan mekânda akşama kadar hiçbir şekilde yapay aydınlatmaya ihtiyaç duymadıklarını belirtiyor. Toplantı odaklı bir çalışma alanı tasarlamış Şebnem Buhara. Bu yüzden toplantı masasıyla çalışma alanını aynı mekân içinde çözümlemiş.Eski ofisinde kullandığı tasarımları, bu ofisine uygun hale getirerek kullanmaya devam etmiş. “Aslında her şeyi dönüştürerek kullanmaya devam ediyor, beslenebilir tasarımlar yapmaya gayret ediyorum” diyor mimar. Bu durum onun zamansız ve sürdürülebilir mekân tasarımlarıyla tutarlı bir yaklaşım.