Zeytin Evi

Casa Ulìa, İtalya’nın Salento kırsalında, yerel mimari kavramını yeniden yorumlayan, bulunduğu çevreye özen gösteren bir konut. Roma ve Lecce’de mimarlık stüdyoları bulunan Margine tarafından gerçekleştirilen proje, asırlık zeytin ağaçları ile çevrili bir mücevher kutusu.

Salento bölgesinin kalbinde, zeytinyağı üretimi ve koyun yetiştiriciliği ile tanınan bir bölgede, Margine mimarlık stüdyosunun gerçekleştirdiği Casa Ulìa’ya hayran kalacaksınız. Akdeniz tarzını yansıtan bu müstakil konut, bir müteahhit ve bir profesör olan genç bir çift için tasarlanmış. Ev sahipleri, Lecce’ye sadece birkaç kilometre uzaklıkta, kırsal bir coğrafyada, modern hayatın tüm konforunu sunan bir huzur vahası istemiş. Asırlık zeytin ağaçlarının arkasında gizlenen Casa Ulìa’nın anlamı da zaten Salento lehçesinde “Zeytin Evi” anlamına geliyormuş. Mimarlar Giulio Ciccarese ve Valentina Pontieri, arazide tamamen yatay bir yapı oluşturmak istedikleri için projede yerin altını da kullanmışlar.

Zemin kat, açık, ferah ve aydınlık bir yaşam alanı barındırırken, bodrum katı, iki alçaltılmış avlu tarafından aydınlatılan geniş bir etkinlik alanı, spa, garaj ve teknik odayı kapsıyor. Mimarlar, “480 metrekareye yayılan konut, heykelsi beyaz hacmi ve iç mekânları çevredeki manzarayla kesintisiz bir şekilde buluşturan büyük pencereleri ile öne çıkıyor. Dış döşemede, yükseltilerde ve doğal ışığı iç mekânlara nazikçe filtreleyen taş paravanlarda (gelosie) kullanılan yerel Leccese taşı, bölgenin geleneksel mimarisine gönderme yapıyor,” diye anlatıyorlar. İçeriye girdiğimizde, yaşam alanının iki meşe panel ile kaplandığını görüyoruz. İlk panel, TV duvarını barındırıyor ve arkasında bir çalışma odası ve banyo bulunuyor, diğeri ise mutfak alanını tanımlayan ada ile birlikte çalışıyor. Panele sabitlenen cam pencere, manzarayı çerçeveleyerek açık havada yemek pişirme hissi yaşatıyor. Büyük panoramik pencerelerle ortaya çıkan, yaşam alanından bahçeye uzanan geniş geçişler, yaz aylarında açık hava yemekleri için ideal bir ortam sunan pergolaya doğru açılıyor. Villanın kalbi olan büyük merkezi şömine, yemek ve oturma alanlarını birleştiriyor ve konukları samimi bir atmosferle sarmalıyor. Uyuma alanına, zarif bir gömme dolabın yerleştirildiği bir koridordan ulaşılıyor. Aynı yaşam alanı gibi iki panel ile tanımlanan bu yatak odasında, ilk panel, raf/komodin entegrasyonu ile yatak başlığı olarak işlev görüyor. İkinci panel ise ölçülü bir biçimde giyinme odasını saklarken, şifonyeri zarif bir şekilde çerçeveleyerek odaya sıcak bir dokunuş katıyor. İç mekânlar, sade hatları ve zarif malzeme kullanımı ile öne çıkıyor.

Büyük formatlarda kullanılan taş efektli seramik zeminler, yüzeylerde süreklilik sağlayarak tasarımın genel minimalizmini artırıyor. Stüdyo tarafından özel olarak tasarlanan ve yerel zanaatkârlar tarafından yapılan meşe kaplamalar, hafif bal rengi lekeleri ile iç mekânlara sıcaklık katıyor. Artnova’nın Curve koltuğu, Devina Nais’in M3 masası ve Midj’in Lea sandalyeleri gibi özel mobilyalar ise iç mekânların yoğun dokulu paletiyle uyumlu bir şekilde harmanlanıyor. Proje, kırsal Salento binalarına özgü malzemelere ve yapı tekniklerine saygı gösterirken, ileri düzey enerji verimliliği ve teknolojik entegrasyona da ayrıca sahip. Isıtma ve soğutma sistemleri, depolamalı fotovoltaik sistem tarafından beslenen bir ısı pompası tarafından kontrol ediliyor. Bu sistem, hem tüketimi azaltıyor hem de gerekli tüm enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan üreterek AB’nin “nSEB” (neredeyse sıfır enerjili binalar) direktiflerini karşılıyor. Casa Ulìa ile Margine, yerel gelenekleri ve çağdaş çözümleri harmanlayarak, Salento kırsalını içeri davet eden minimalist bir sığınak yaratıyor.

margine.net

@marginestudio

Yapım: Işıl Karahanoğlu

Portre: Fotoğraf Marcello Mariana

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR