Ana SayfaDekorasyonTutkunun rengi

Tutkunun rengi

Gagosian Gallery ve Gladstone Gallery gibi çağdaş sanat müzelerine ev sahipliği yaparak Manhattan’ın uğrak noktalarından biri haline gelen Chelsea, son günlerde nefis bir iç mekân tasarımıyla da ilgi odağı olmayı başardı. Tasarım dünyasının yaratıcı isimlerinden biri olan Houssein Jarouche, elinin değdiği her proje için ilgi çekici ve farklı bir konsept oluşturup tüm mekânlara kendi iç dünyasının bilinmeyen yönlerini yansıtmaya özen gösteriyor. Jarouche’un kendisi için özel olarak tasarladığı bu nefis dairenin iç dekorasyonunda, New York’lu tasarımcı Ana Strumpf’ın da imzası bulunuyor. Bu özel mekânın teknik detaylarına biraz daha yakından bakmadan önce, dairenin aslında Jarouche tarafından stüdyo amacıyla kullanıldığını, tasarımcının aynı şehirde sürekli konakladığı başka bir dairesinin bulunduğunu belirtelim. “İkinci evim” olarak tanımladığı küçük dairenin başlıca özelliğiyse mutfak, oturma odası ve yatak odasının tek bir alan içinde bir arada kullanılması olmuş. İkilin sınırsız hayal güçlerinin ortak ürünü olarak ortaya çıkan 87 metrekarelik küçük dairede bana sorarsanız en göze çarpan ayrıntılar, tasarımcının zevkini birebir yansıtan ve her köşeye özenle serpiştirilen ikinci el objeler ile çağdaş pop art parçalar. İç mekânda farklı alanlara yerleştirilen eski objelerse Brooklyn’deki uzun keşif gezileri sonunda ikinci el pazarlardan ve vintage mağazalarından özel olarak seçilmiş. Yapının tavanlarına yerleştirilen eskitme fayanslarla zeminde tercih edilen beyaz ahşap parkelerin renk uyumu, mekânda ferah ve aydınlık bir etki uyandırıyor. Bir bölümü beyaz, bir bölümü lacivert boyalı ve daireyi iki bölüme ayıran duvarlar sayesinde, bu küçücük alanda dengeli bir tezatlık oluşturulmuş. Houssein Jarouche’un yatak odası olarak kullandığı bölümde, kendi tasarım ofisi MiCasa tarafından üretilen Viktorya tarzı karyolanın tepesinde tasarımcıya ait hayvan başı koleksiyonu yerini almış. Jarouche’un bir ikinci el dükkânından satın aldığı ve karyola yanına yerleştirilen koyu yeşil teneke kutu, yaratıcı bir komodin işlevi görüyor. Alex Katz, James Rosenquist ve Damien Hirst gibi pek çok ünlü sanatçının imzasını taşıyan renkli tablolar, iç mekânı küçük bir sanat müzesine dönüştürmeyi başarıyor. Lacivert duvarların dinamik bir etkiyle canlandırdığı küçük mutfak; ince uzun mutfak adası, modern tasarımlı davlumbazı, Houssein Jarouche’un kendi imzasını taşıyan küçüklü büyüklü tablolar ve farklı formlara sahip sandalyeleri sayesinde görsel bir şölene dönüştürülmüş. Bu bölümün en yaratıcı detaylarından biri de tepe aydınlatmalarının arasında göze çarpan ve John Derian mağazasından alınan eski porselen demlik olmuş. Samimi ve içten havasıyla iç mekânın göz bebeği olarak nitelendirilen bu küçük alanda, eklektik bir çizginin hâkim olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Odanın bir diğer köşesindeyse kadife ve deri kaplı tekli koltukların renkli vintage taburelere eşlik ettiği küçük bir oturma odası düşünülmüş. Geniş ekran bir televizyonun göze çarptığı bu bölümde, duvar boyunca uzanan eskitme raflara yerleştirilen pop art objeler ve sanat kitaplarıyla Houssein Jarouche’un 60’lı yılların retro stiline olan yoğun özlemi somut bir dille aktarılmış. Bu ilham verici daire tamamlanmadan önceki son dokunuş ise küçük banyodaki değişikliklerle yapılmış. Eskitilmiş koyu zeminin duvarlarla zevkli bir uyum içinde olduğu banyo, Brooklyn’de bir antikacıdan alınan vintage dolap ve üzerine yerleştirilen küçük objelerle son şeklini almış. Üstlendiği her projede geçmişle geleceği birbirine sarıp sarmalayan, tasarladığı tüm mekânlardaki renkleri ve özel koleksiyon parçaları birbiriyle dans ettirmeyi büyük bir ustalıkla başaran Houssein Jarouche bizce bu yaratıcı çalışmasıyla hem ilham kaynağı oluyor hem de zirveye çıkmayı hak ediyor.

[imagebrowser id=1788]

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR