Treso İç Mimarlık tarafından tasarlanan yaşam alanı, malzemeler arasındaki güçlü ve dengeli kontrastları yansıtıyor. İşçilik kalitesiyle hemen göze çarpan mobilyalarla eşleştirilen sanat eserleri ve özgün aksesuarlar mekânın net şıklık algısının belirleyicileri.
Ankara, Çayyolu’ndaki bir sitede yer alan dubleks dairedeyiz. Üç kişilik bir ailenin yaşadığı evin salon ve giriş bölümleri Melda Dikmen Gürel tarafından yenilenmiş. Ev sahibi bir dergide gördüğü Treso İç Mimarlık imzalı proje vasıtasıyla mimarlık ofisinden haberdar olmuş ve yaşadığı evin bazı bölümlerini yenileme kararı aldığında da iletişime geçmiş.
“Eve çok yakın bir geçmişte taşınan ev sahibimiz, salon haricindeki tüm mekânları zeminden duvara bir tadilattan geçirerek taşındığı için ev oldukça bakımlı ve yeniydi. Dolayısıyla bizim planlamamız için bırakılan salon bölümünde, o dönemde evin bütünüyle birlikte seçilip uygulanan parke ve duvar kâğıtlarının çoğunlukla korunmasına ve tekrar değiştirilmemesine karar verdik” diyor Melda Dikmen Gürel.
Evin giriş katı 190 metrekare alanda kapalı kış bahçesi, teras, mutfak, giriş holü ve salonun yerleştiği, tüm mekânların birbirleriyle iletişimde olduğu tamamen açık bir plana sahip. Salondaki renk paletinin tüm mekânlarla bağlayıcı olması bütünlük sağlayan belirleyici faktörlerden. Evin genel duvar kâğıdındaki alt renk tonlaması seçilecek olan ana renklerin alt tonları için referans oluşturmuş. Mobilyalarda gri lakeler, isli meşe ahşaplarla ve eskitme pirinçlerle kombinlenmiş. Grissio Versillia, Tundra ve Galapagos mermerler farklı fonksiyon kullanımlarıyla projeye dâhil olmuş.
Tekstillerde açık ekru tonlar, turuncu ve taba derilerle yan yana gelirken, perde için tercih edilen gri fonlarla mobilyalara atıfta bulunulmuş. Yaklaşık 75 metrekare olan alan içerisinde herhangi bir yıkım döküm işlemi gerçekleştirilmemiş. Tavandaki mevcut ışık bantlarındaki teknik bazı uygulama hataları giderilmiş ve perdeler için gerekli boşlukları oluşturacak bazı kırımlar yapılmış. Şöminenin daha önce uygulaması yapılan kâğıdının tonajı uygun olmadığı için değiştirilmiş. Evi daha geniş ve ferah bir oturum alanına kavuşturmak için yapılan en önemli ve köklü değişikliğin TV ve şömine yerleşimini karşılıklı duvarlardan, tek duvara taşımak olduğunu söylüyor Melda Dikmen Gürel. “Böylece oturumu birbirine ters iki noktadaki farklı odaklara göre değil; tek odak noktasına doğru planlayarak, çok daha büyük ölçeklerde kanepe yerleşimleri yapabildik. Enne firmasından tercih ettiğimiz hazeran sırt detaylı berjerlerle alanı ve ışığı kesmeden bir ferahlık algısı yarattık. Duvar için tasarladığımız sabit mobilyaların en ve boydaki ölçeklendirmesi de yine alanın daha ferah ve olduğundan yüksek görünmesine olanak sağlayacak şekilde belirlendi.”
Işık bandı içerisindeki gizli LED aydınlatmalar ve yemek masası üzerindeki sarkıt aydınlatma ile genel aydınlatma sistemi kurgulanmış. Yemek masasının yanındaki tabloyu aydınlatan bir spot aydınlatma, TV izleme esnasında daha loş bir ışık yaratabilecek ikincil bir spot aydınlatma, niş raflarında gizli LED aydınlatmalar, kanepe yanlarındaki Y19 firmasına ait el yapımı özel iki abajur mekândaki diğer aydınlatma elemanları. Perde seçimlerinde öncelik ışığı kesmemek olmuş ve bu sebeple katlama tüller tercih edilmiş. Fon perdeler sadece tek cephede, oturum arkasında çift yönlü olarak planlanmış.
Hazırlayan: Çiğdem Hasanoğlu
Fotoğraf: Ümit Okan