Geleceğin ofislerinde, depolama ve teknolojik aletlerin gelişmişliği sayesinde mekansal gereksinimlerin çok daha az yer kaplayacağını vurgulayan Mimar İpek Baycan, bu durumun, verilerin data olarak depolanmasının bir getirisi olacağını vurguluyor ve ekliyor: “Daha etkili teknolojik altyapıya sahip olması gereken ofislerin bu tip mekanlara yatırım yapması gerekiyor. Mobil çalışanların ve dünyanın dört bir yanından katılımcı çalışmaların ön planda olacağı kurgularda Hangout ve Skype toplantı noktaları, canlı bağlantı ve konferans odaları yaratılacak.”
Slash Architects kurucularına göre, çalışma saatlerini keyifli geçirmek, iş hayatının stresini azaltmak, sağlıklı, huzurlu çalışma ortamları yaratabilmek gelecek ofislerinin olmazsa olmazı. Y kuşağının çalışma ortamlarına kendilerinden bir şeyler katabileceği açık ortamlar sağlamak, şirkete bağlılık ve verim açısından şart. Mimarlar bu durumu ise geleceğin ofis tasarımını temelden değiştiren bir konu olarak yorumluyor: “Y kuşağı için kendi özgürlük alanlarını yaratılabilecekleri, içini tamamen diledikleri gibi değiştirebilecekleri ofisler tasarlamak önemli. Özetle geleceğin ofisleri, merkezi birey olan bir yapı üzerinde şekillenecek…”