Ana SayfaGenelSICAK VE ÇOK KÜLTÜRLÜ BİR TASARIM ANLAYIŞI

SICAK VE ÇOK KÜLTÜRLÜ BİR TASARIM ANLAYIŞI

Dekorasyon dünyasında özgün tarzı ve zamansız parçalarla yarattığI kurgulardan tanıdığımız Aslı Günşiray’ın Çukurcuma’daki yeni Showroom’u sıcak ve çok kültürlü bir estetik anlayışını yansıtıyor.

Aslı Günşiray

Farklı stillerin, tasarımların ve yeniliklerin ardı arkası kesilmiyor. Ancak bazı isimler var ki, kendi stilinden ve vizyonundan hiç sapmıyor.Bunlardan biri de şüphesiz ki Aslı Günşiray. Misafirleriyle toplantı yapmak ve aynı zamanda çalışma alanı olarak kullanmak amacıyla Çukurcuma’da açtığı ikinci Showroom’una kendi çok kültürlü, şık ve karakteristik dekorasyon anlayışını yansıtmış. Hayatı boyunca yaşadığı farklı ülke kültürlerinden etkilendiğini söyleyerek başlıyor Aslı Günşiray sözlerine. İtalya’nın San Remo kentinde büyümüş, ana dili İtalyanca olmak üzere Fransızca, İngilizce ve biraz da Almanca konuşuyor. İngiltere’de lise eğitimini grafik tasarım ve dil üzerine aldıktan sonra mütercim tercüman olacakken, iş hayatına atılmayı tercih etmiş ve Cenevre’de iki sene Birleşmiş Milletler’de çalışmış. Ailesinden gelen bir ilgi alanı olan dekorasyona dair birikimlerini ise Türkiye’ye döndükten sonra yansıtmaya başlamış. “Bir Anadolu seyahatine gitmiştim. Ve Anadolu’daki kültürümüzden, mimari parçalardan, sanat eserlerinden çok etkilendim. Bir antikacı bana ‘sende iyi bir göz var, neden bu işi yapmıyorsun?’ dedi ve ondan sonra başladım” diyor Aslı Günşiray bu mesleğe nasıl atıldığını sorduğumuzda. “Bu işte göz ve kültürel birikim önemli. Bence en önemlisi de içinden geliyor olmasıdır.”

Aslı Günşiray’ın ilham aldığı isimler arasında eski form ve dokulara yer veren Belçikalı tasarımcı Axel Vervoordt ve detaylarında aynı fikirde hissettiği Fransız tasarımcı Christian Liaigre yer alıyor.

Aslı Günşiray’ın antika ve estetik anlayışı 40 sene Paris’te yaşamış dedesinin birikimlerinin yanı sıra, yaşadığı tüm ülkelerin kültürlerinin de bir bütününü yansıtıyor. Showroom’da yer alan ürünler farklı ülkelere, tarihi dönemlere ve stillere sahip olmasına karşın bir arada yalın, çok kültürlü ve huzurlu bir uyum yakalıyor. Kendisinin en çok tercih edilme sebepleri de bunlar. Bir iç mekâna girdiğinizde deneyimlenen sakinlik ve huzur hissiyatının önemine değiniyor,bir arada çok eşya bile olsa, bunun bir ‘denge’ meselesi olduğunun altını çiziyor Günşiray.

Yaptığı seyahatlerden, insanlardan ilham alıyor. Multikültürel olana merak duyduğunu belirtiyor. “İnsan tek bir kültürle yetinmiyor. Farklı kültürleri bir evde bir arada yaşatmaktan keyif alıyorum. Ancak karışıklık yaratmadan bir bütün olarak sunmak gerekiyor.” Günşiray bir dekorasyon ürününü hiçbir zaman sıradanlıkla dizmemiş, her zaman bir hikâye yaratmak istemiş; yaşanmışlık ve aidiyet hissini veren en önemli unsur da bu olsa gerek. “Yaptığınız seyahatler, yaşadığınız hatıralar, okuduklarınız her şey… Bunların hepsinin bulunduğu bir evde yaşadığınız zaman o ev size aittir. Bir şeyi sadece alıp yerleştiriyorsanız o ev başkasının evi de olabilir. Ben buna çok değer veriyorum” diyor bir iç mekânla ilgili dikkat ettiklerini sorduğumuzda. Tarihi dönemlerin hepsini sevdiğini söylüyor, hangi döneme ait olursa olsun önemli olanın her dönemden en kaliteli ve estetik parçaları yakalayabilmek olduğunun altını çiziyor.

Beyaz demir sanat eseri Dilara Akay çalışması.

Showroom’daki koleksiyonda yer alan parçaların ortak noktası da bu. “Yaşadığımız bu zamanda, kaliteli farklı ve herkesin fazla tüketmediği özgün bir ürün bulmak zor. Büyük fuarlarda insan gözü her şeyi tüketiyor. Bu beni çok rahatsız ediyor. Elimden geldiğince farklı ve özgün parçalar bulmak için uğraşıyorum.” Stil ve tarz olarak antika yerine modern, yalın yerlerin içine farklı kültürleri, eskiyi ve antikayı koymak hoşuna gidiyormuş Günşiray’ın. “Yani kabuğu modern ama içinde yaşanmışlık hissi veren yerler benim stilim o.” İşlevsellik ve estetik görünümün her zaman bir arada olması gerektiğine inanan Günşiray için bir evde sanat eseri ise olmazsa olmazlardan biri. “Bazı parçalar vardır ki hiç işlevsel olması gerekmez ama o bir kapristir, o parça işlevsel olmasa bile muhakkak olmalı. Sırf kendi değeri veya sizin çok sevmenizle alakalı olarak yer almalı.Bu değersiz, çok saçma bir parça da olabilir veya çok değerli ama işlevsiz de.” Tarihi ile modern olanı harmanlayacak şekilde stilize edilen showroom, farklı katmanlara sahip, sıcak, huzurlu ve şık bir
iç mekân arayışındakilere ilham kaynağı oluyor.

Girişte yer alan büyük resim fotoğraf sanatçısı Ahmet Ertuğ’a ait. Ahşap dolap kendi üretimi, aydınlatma Axis,sandalyeler ise 70’li yıllardan

Hazırlayan : MERGİM ÖZDAMAR

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR