Yonca Evcimik-Sanatçı
Çibo ve Bobo ile birlikte uyuyor, birlikte uyanıyor ve sadece onlar değil, tüm hayvanların daha iyi şartlarda yaşaması için yasalar çıkarılması konusunda elinden gelen yardımı yapıyor.
Evde özel bir köşeleri var mı?
İkisini de sokaktan bulduk. Biri iki, diğeri üç aylıktı. Çibo on yaşında, Bobo da yedi. Salonda televizyonun karşısındaki koltukla üçümüz oturup televizyon seyrediyoruz. Gece olduğunda birlikte yatıyoruz. Dolayısıyla kendilerine ait özel bir yerleri yok, isteseniz de olmaz. Ben neredeysem, onlar da oradalar.
Neleri severler?
Etrafta gördüğünüz tüm parçalanmış minik oyuncaklar, toplar onların. Nasıl çocuklu bir evde ortada oyuncaklar varsa, bizim evimizdeki çocukların da oyuncakları hep ortada.
Evde onlar için yapılmış özel bir düzenleme ya da değişiklik var mı?
Hiçbir şey yapmadık özel olarak. Her yerdeler. Ev aslında onların. Yaz olduğunda bahçede vakit geçiriyorlar. Aslında benden hiçbir farkları yok. Ekstra bir lükse sahip değilim, hatta onların zaman zaman beni yataktan atma lüksleri bile var.
Günlük ritüelleriniz neler?
Birlikte uyuyup birlikte uyanıyoruz. Gece olduğunda bazen ayaklarından çekip kendime yatmak için yer açıyorum. Yatacak yerim kalmıyor. Sabah hep birlikte yemeğimizi yiyoruz. Sonra bahçeye çıkıyorlar, bazen yürüyüşe çıkıyorlar. Ben yokken de evdeki bakıcılarıyla zaman geçiriyorlar.
Neleri seviyorlar?
İnsanları çok seviyorlar. Eskiden daha sosyallerdi, cinslerine karşı. Şimdi daha çekingenler.
Sevmedikleri neler?
Eğer ben evde yoksam, yabancıları sevmiyorlar. Böyle bir durumda kapımızın önüne bile yaklaştırmıyorlar. Bahçeye kedi sokmak istemiyor ve gelen kedilerden rahatsız oluyorlar. Köpekler için de öyle. Parkta bazı tasmasız gezen hayvanlarla birbirlerine girdikleri için tasmasız gezdirmiyorum. Zaten yeni çıkacak yasaya göre de yakında tasmasız hayvan gezdirmek yasak olacak ve ceza kesilecek. Böylece korunmuş olacaklar. Ben de zaten bu durumdan rahatsız olduğum için tasmasız gezdirmiyorum. Bana göre tehlikeli ırk yok, tehlikeli sahip var.
Nasıl sahiplendiniz?
Çibo’yu Ümraniye’de arkadaşım bir işyerinin önünde bulup getirdi. Bulduğumuzda mantar hastalığı vardı üstelik. Bobo’yu ise sanatçı arkadaşım Yeliz bulmuş. Arkasında yürürken yolda, bırakamamış. Böylece onu da sahiplenmiş oldum. Diğer evcil hayvanlarımızı da hep böyle terkedilmişken yani sokakta sahiplendik. Zaten onları bu halde bulunca aklınız sadece “onlar için ne yapabilirim”i düşünüyor. Bu yüzden ben de sahiplenmek dışında, bir de hayvan hakları yasalarının çıkması için çalışıyorum.
Annelik nasıl bir duygu?
Bir yere gittiğimde merak ediyorum, aklım kalıyor. Ama yıllardır birlikte yaşadığımız bir bakıcı olduğu için içim rahat. Çibo ve Bobo’yla o ilgileniyor. Böylece yalnız kalmıyorlar. İlk kez evde yalnız bıraktığımda evi dağıtmışlardı, evimi tanıyamadım. Sonrasında bakıcımızla yaşamaya karar verdim. Benim kızgın anımı çok iyi anlıyorlar. Asla küçük de olsa bir şiddet uygulamadım, uygulayamam. İnsandan hiçbir farkı yok anlayacağınız. Tamamen duygularıyla hareket ediyorlar. Çok köpeğiniz olduğunda şunu fark ediyorsunuz; hepsinin ayrı karakteri var. Kimi utangaç, kimi öfkeli, kimi Çibo gibi hiperaktif. Bobo ise Çibo’yu örnek alarak büyüdüğü için o da çok hareketli.
Birlikte yaşarken kıskançlık sorun oluyor mu?
Birbirlerini çok koruyorlar. Sokakta bir köpek, ikisinden birine havladığında diğeri onu korumak için önüne atlıyor. Evde küçük kıskançlıklar oluyor benimle ilgili ama daha sakince çözebiliyoruz.