Portekizli kreatif stüdyo Ding Dong’un kurucularından Michael Miranda’nın kaçış yeri olarak aldığı ve sonradan kalıcı bir ikametgâha çevirdiği Porto’daki evindeyiz.
Hazırlayan: Sharon Doncourt
Fotoğraf: Armando Jorge Mota Ribeiro
Mimar Michael Miranda ve mühendis Davide Gomes tarafından Porto’da kurulan Ding Dong, zamansız atmosferlere sahip mimari projeler ve iç mekânlar yaratmaya kendini adamış bir tasarım stüdyosu. Takımın ilhamları mimarlık, çağdaş sanat, müzik, sinema ve modadan geliyor ve kendi hayatlarında esinlendikleri bu dallar, yarattıkları günlük yaşam ortamlarına ilham oluyor.
Portekiz’in Porto şehrinde yer alan Miranda Evi, 315 m2 ’lik bir iç hacim üzerine kurgulanmış. 1955 ve 1959 yılları arasında inşa edilen ev yıllarca boş kalmış. Klasik Portekiz mimarisinden ayrışan evin Hollandalı olan eski sahibi farklı bir mimari dil yaratmış. Michael Miranda ise evin bu orijinal mimarisini koruyarak, iç kısmını komple yenilemiş. Yenilenme sürecinde ana fikir, iç mekânı belli ölçüde eğlenceli bir dengede tutmak ve bunu yaparken de 50’ler ruhunu evin karakterine dahil etmek olmuş. İç ve dış mekânlar arasında kesintisiz bir bağlantı, mimar için bu projedeki en önemli kriterlerden biri olarak öne çıkıyor. Mermer, lake ahşap, doğal duvar kâğıtları veya yün halılar gibi doğal malzemeler benzersiz sanat eserleri ve özel tasarlanmış mobilyalarla mükemmel bir uyum içinde. Yaşam alanı iki binayı kapsıyor. Biri, iki katlı ve garajlı ana bina, diğeri ise havuz evi.
Ana binanın birinci katında oturma alanı ile yemek alanından oluşan bir ana mekân ile mutfak ve misafir banyosu bulunuyor. İkinci katta iki yatak odası, bir giyinme odası ve banyo yer alıyor. Bodrum kat ise çamaşırhane ve depolama alanı olarak kullanılıyor. Garajda havuz evini destekleyen ek bir banyolu misafir odası mevcut. Evin girişinde pembe lake ahşap paneller ve beyaz reçine kaplamalı traverten döşeme bizi karşılıyor.
50’li yıllardan ilham alan ve çağdaş yorumlanan bir tarzdan esinlenen oturma odası, evin kalanında da bolca görünen koleksiyoner ruhunu ortaya seriyor. Burada Calacatta mermer kaide üzerindeki bronz geyik veya Lizzo tavus kuşu desenli 19. yüzyıla ait Fransız koltuk gibi özel parçalar sergileniyor. Şömine siyah çelikten oyulmuş dokulu panellerle çerçevelenmiş. Televizyon bölümünde ise odaya tüm yeşil tonları hâkim oluyor. Mekânın odak noktasında Guillerme et Chambron tasarımı meşe ağacı dinleme koltukları, arkalarında ahşap üstüne yapılmış bir André Fonseca resmi ve Andrea Parisio’nun Meridian için tasarladığı koltuk yer alıyor. Aydınlık ve karanlık, Ding Dong’un tüm projelerinde oynamayı sevdiği kontrastlardan. Işığın yoğunluklarını ve gölgelerini kontrol ederek tüm dekorasyona şekil vermeyi çok seviyorlar.
Yumuşak ve koyu tonlar arasında değişen renkler, 50’ler cazibesini ve duygularını tetikliyor. Renk kullanımı evin her yerinde yaygın olsa da renk konusunda özellikle öne çıkan mekânlar; televizyon odası ile mutfak. Oturma odasındaki masa lambası Fosil’den. TV odasındaki sehpalar, yemek odasındaki kırmızı cilalı kavak ağacından üretilmiş büfe ve ebeveyn yatak odasındaki mavi cilalı komodin eve özel olarak üretilmiş parçalar. İster pragmatik ister duygusal olsun, evdeki her parça akılda belirli bir amaç için yaratılmış. Malzeme tercihlerinde doğallık ön planda. Traverten ve ahşap natürel hissi güçlendiren malzemelerden bazıları.
Michael Miranda’nın yıllar boyunca seyahatlerinde özel olarak topladığı sanat eserleriyle dolu bir ev burası. “Benim için sanatçının kim olduğunun veya fiyatın bir önemi yok, sanat eserinin bende uyandırdığı his ve onunla kurduğu bağ önemli eseri satın almam için,” diyor Miranda. Portekizli Helena Almeida ve Iva Viana, Alman Burkhard Held gibi birçok uluslararası sanatçının işleri evde yer alıyor.
