Ana SayfaDekorasyonSanat Kokan Ev

Sanat Kokan Ev

Kendi küçük şehrini kurmuş bir yerde, yeşilin çevrelediği, üç çocuklu bir villadayız. Çağdaş sanat Galerisi PG ART’ın sahibi Pırıl Güleşçi Arıkonmaz’ın evi, o tatlı koşuşturmanın hiç bitmediği cinsten.

Önceki yılların aksine, şehir hayatına olan uzaklığı artık sadece kilometrelerden ibaret Kemerburgaz’ın. Issızlığıyla bilinen eski “banliyö”, marketlerden restoranlara, mağazalardan okullara, alışveriş merkezlerinden spor tesislerine sayısız yaşam alanına ev sahipliği yaparak başlı başına bir şehir olma yolunda hızla ilerliyor şimdilerde. Karlı bir günde, bu küçük şehrin koskoca bir evinde, Pırıl Arıkonmaz’ın yemyeşil sığınağındayız. Şöminede çıtırdayan odunlar, mükemmel bir kombinasyona imza atıyor, geçerken bahçelerine uğramış beyazın sükûnetiyle. Kahvelerimizi yudumlarken “Anne!” seslenişiyle irkiliyoruz, “Ben dışardayım!”. Evin en küçük erkeği Ömer, okuldan geldiği gibi yok oluyor salondan, birkaç saniye sonra görüntüsü camda beliriyor, çoktan kardan adam yapmaya başlamış bile! Aşkla oğlunu izlerken yüzündeki belirgin huzur ifadesiyle “İşte bu yüzden tercih ediyorum burayı. Metropol hayatının verdiği sıkıntıyı düşünürsek, burası bir nefes alma alanı bizim için” diyor Arıkonmaz ve devam ediyor: “15 senedir Kemerburgaz’da oturuyoruz. Burada çocuk yetiştirmek daha kolay. İki oğlumun okulu çok yakın, yürüme mesafesi diyebilirim. Hâlâ bisiklete biniyorlar. Benim çocukluğumdaki mahalle sıcaklığının aynısı burada devam ediyor. Konu komşuyu tanıyorsun, çocuklar birbirlerine gidip geliyor, sporlarını yapabiliyor.” Tüm bunların yanı sıra, artık metropol hayatının orada da hissedilmesinden rahatsız: “Eskiden burada tarlalar vardı, yol kenarlarında satılan taze domateslerden alırdık. Şimdi ise çok büyük değişiklikler var, o anlamda pek memnun değilim, kendi içinde küçük bir şehir oldu burası.” Evin oldukça geniş salonu, yemek odası, oturma bölümü ve uzanma koltuklarından oluşan dinlenme bölümüyle birlikte üç kısımdan oluşuyor. Galerisinde düzenlediği sergiler öncesi yaptığı hummalı çalışmaların yorgunluğunu atmasına vesile olduğu için en çok dinlenme bölümünü seviyor. Çocuklar yattıktan sonra kahvesini eline alıp köpekleri Süt ve Nina izin verdiği ölçüde sanat kitaplarını okumaya bayılıyor. İçinde her daim hareket olmasından mı, yoksa mutfaktan saat başı yayılan güzel kokulardan mı bilinmez, huzur yayıyor Arıkonmaz’ın evi. Dekorasyon konusunda yardım alıp almadığını soruyorum, içtenlikle yanıtlıyor: “Ev yapılırken, ben sadece mobilyalarla ilgili fikrimi söyledim, onun dışındaki tüm çalışmayı eşim ve mimar Raşit Karaaslan birlikte yaptılar. Eşim sanayici olmasına rağmen dekorasyona çok merakı ve bu konuda güzel fikirleri var, dolayısıyla yapım aşamasındaki kaba kısma, hangi malzemelerin hangi eşyalarda kullanılacağına ben karışmadım.” Evin dört bir yanında, galerisinde sergilenen çağdaş sanat eserlerinin örneklerine rastlıyoruz. Devasa fotoğraflar, tablolar duvarları süslüyor. Antika eşya yok denecek kadar az, sadece hikâyesi olanlar muhafaza ediliyor. Peki, o kendi tarzını nasıl tanımlıyor, evdeki yaşam alanlarında nelere önem veriyor? “Az eşya kullanmaya dikkat ediyorum. Fazlasıyla kalabalık olduğumuzdan, çok sayıda eşya bulundurmamam gerektiğini düşünüyorum. Üç çocuğumuz, yıllardır bizimle birlikte olan yardımcılarımız, iki köpeğimiz, bir de kedimizle birlikte yaşıyoruz bu evde. Dolayısıyla masaların üzerinde, kıyıda köşede duran irili ufaklı objeler değil de rahat bir koltuk bize göre kullanışlı olan. Belli başlı önem verdiğim şeyler var, büyükçe bir yemek masası mesela. Evin hiçbir yeri süs gibi durmasın, her yerde yaşanılsın istiyorum ve eşyaların seçimi konusunda buna dikkat ediyorum. Mevsimsel olarak değişiklik gösterse de bir şekilde evimizin her tarafında vakit geçiriliyor, bu da benim hoşuma gidiyor. Durum böyle olunca, az eşya kullanımı ve rahatlığı ön planda tutan minimalist yaklaşımı kendime yakın görüyorum. İşimde çokça kullandığım çağdaşlık kavramı, ev dekorasyonuma da yansıyor.” Çoğunlukla modern objeler tercih etse de bazı yerlerde klasikleri görmekten hoşlanıyor Arıkonmaz. Genel tarzının aksine yemek masası, tabak ve bardak seçimlerinde, hiçbir zaman çok modern bir sofra kurmadığının altını çiziyor. Zaman zaman bu iki tarzı birleştirerek kombinler yapmayı seviyor.

Hazırlayan: Eda TÜRKMEN Fotoğraf: Burak TEOMAN

[imagebrowser id=917]

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR