YEPYENİ BİR YEME-İÇME ZİNCİRİ OLAN HUB RESTORANLARIN TASARIM SÜREÇLERİNİ ERUL.DESIGN/ISTANBUL’UN KURUCUSU İÇ MİMAR NİHAT SİNAN ERÜL İLE KONUŞTUK.
Hub, restoran ve express konseptlerinden oluşan bir yeme-içme noktaları zinciri. İlk şubesi Tekfen Kâğıthane Ofis Park’ta açılmış ve buraya diğer noktaları besleyecek merkez mutfak da kurulmuş. Diğerleri Zorlu Levent, Finansbank Kristal Kule, Maslak Olive Plaza, Maslak Link Plaza, Ümraniye Finansbank Operasyon Merkezi ve Kanyon’da yer alıyor. Sade ve bilinçli menüsüyle ‘casual dining’ tecrübesi sunan Hub’ların konsept projelerini gerçekleştiren Sinan Erül’e sorduk:
Hub’ların tasarımlarında en belirgin olan hepsinin kendi alan konumlarına uygun planlanıp uygulanmış olmaları. Tasarım konseptlerini nasıl belirlediniz?
Projelerin başlangıç hikâyesi 2014’e dayanıyor. İlk olarak Kâğıthane Ofis Park’da konseptin ortaya çıktığı bir ana mekân çalıştık. Bu konsept için marka sahipleri ile Londra seyahati gerçekleştirdik. Lakin pek bir şey beğenemeden geri döndük. Zorlu bir tasarım sürecinden sonra ilk mekân ortaya çıktı ve beğeni topladı. Hub, hızlı beyaz yakalıların ihtiyaçlarına göre iş merkezleri içlerinde sağlıklı ve müthiş kalitede yeme içme servisi veren, güçlü, ruhu olan, kendinizi iyi hissedeceğiniz bir mekân olarak tasarlandı. Devamında, ana konsept altında mekânların özellikleri, konumları ve ihtiyaca göre her nokta için özelleşmiş projeler yapıyoruz. Zaten tasarım felsefem de böyle olduğu için keyifle mekânlar yaratıyoruz.
Mekânların ortak ve ayrışan özellikleri ne oldu?
Servis barı çok önemli ve özenli bir çalışma gerektiriyor. Tecrübelerimiz ile devamlı bir gelişme içerisinde. Zaman içinde eklentiler ile yaşayan bir organizma adeta. Son olarak kahve modülü eklemesi ile yeni mekânlar açılacak mesela. Müşterilerin yaşam alanlarında ise zamanla içinde yer alan kütüphane, lounge, toplantı masaları gibi farklı fonksiyonların eklemeleri ve geliştirmeleri ile konsept her projede gelişmekte.
Özel tasarladığınız ‘ekmeklik’ gibi mobilyaları ve işlevlerini anlatır mısınız?
Dediğim gibi gelişen yaşayan bir proje bu. En önemli yemeklerden biri de artizan ekmekleri. Hub’ın ana konseptinin ruhunda yer alan 50’ler göndermeleri ile ihtiyaçlar doğrultusunda farklı ebat ve fonksiyonlarda ekmek satış üniteleri de tasarlıyoruz. Bu üniteler bir AVM’de, süpermarket zincirinde, kahve dükkânında ya da bir lobide yer alabilecek şıklıkta ve fonksiyonda oluyor. Ayrıca bu ünitelerin daha da gelişmiş alanları olan ‘standalone’ satış noktaları da tasarım kitabımızda bulunmakta.
Duvar ve zeminlerde kullandığınız seperasyon ile malzemelerden bahseder misiniz?
Markanın karakterim olan uygun ve şık değerler doğrultusunda, doğal, hızlı üretime uygun, maliyetleri uygun olan malzemeler kullanıyoruz en başından beri. Bunlar, su kontrası, şap, sıva, açık tavan, dökme mozaik, MDFlam gibi malzemeler. Gereken noktalarda ise pirinç, paslanmaz çelik sevdiğimiz ve kullandığımız materyaller arasında.
Aydınlatma unsurları da oldukça çarpıcı. Biraz anlatır mısınız?
2014 yılında ilk iki şapkalı Hub sarkıtlarını tasarladık. Bunlar aşağı yukarı her mekânda bulunmakta. Yerine göre sarı renkte ya da fırın boyalı olarak Pharedesign tarafından üretiliyor. Bunlara ilave olarak aynı firmanın farklı özel aplik, avize ve lambaderlerini mekân ihtiyaçlarına göre kullanmaktayız.