Her katman sonrasında resim oluşuyor, ta ki resim bana ‘İmza at!’ diyene kadar. Teknik genelde akrilik ama yeni malzemeler de deniyorum. Son senelerde pleksiglas ve asamblaj işlerim de var. Renkler insanın ruhunu yansıtır. Bu, hepimiz için aynıdır. Bence renkleri seçtiğimiz anlardaki psikolojimiz sırlarla dolu” diye anlatmaya başlıyor Yiğit Yazıcı. “Benim ilham kaynaklarım; insanın yarattığı adına dünyam dediği mekânlar, kurgular, objeler, sembolik tarihi oluşturan kimlikler ve statülerdir. Yaratıcılığımı müzik ve sinemayla besliyorum desem de okuyarak, gezerek, başka eserlere bakarak, ilham veren her türlü dökümanteri seyrederek, sohbetler ederek ve en önemlisi özgürce yaşayarak daha besliyorum” diyerek devam ediyor cümlelerine. Ressamın son atölyesi Teşvikiye’deki tarihi apartmanlardan birinde yer alıyordu. Yıllar sonra köklü bir değişiklik yaparak 42 Maslak’ın alışveriş merkezindeki yeni bu yeni mekâna taşınmış. “Burası büyük, rahat ve insanların kolay gelebileceği bir yer. Nişantaşı artık çok kalabalık. Maslak ise bir sanat merkezi olma yolunda ilerliyor. Sanatçıların da bir arada olması onların lehine, bana sorarsanız. 170 metrekare ve 6,5 metre tavan yüksekliği olan mekânı üçe böldüm. Giriş, resimlerle ilgili fikir vermek için ayrıldı. Orta bölüm resim yaptığım en büyük alan, bir de en arkada resim bakma ya da toplantı yapma bölümü var ki orada aynı zamanda arşiv ve bilgisayar da mevcut. Mekânın içinde bir değişiklik yapmadım. Yalnızca fırça yıkamak için bir lavabo kondu. Onun dışında mekânı bomboş aldım ve üç bölümü kendim tasarladım. Şu an aydınlatma spotlarla sağlanıyor ama ben farklı bir ışık için çalışıyorum. Zemin brüt beton ama zaman içinde beyaza boyamayı düşünüyorum.