Vintage ruhunu modern dokunuşlarla birleştiren ve sıcak cam üfleme tekniği kullanılarak her biri benzersiz bir şekilde üretilen objeler, Pinoli Glass’ı farklı kılan özelliklerden.
Pinoli Glass koleksiyonundaki tasarımlar, uzun bir yolculuğun sonucunda ortaya çıkmış. Serbest üfleme tekniğiyle hayat bulan masaüstü objelerin her biri, renk, form ya da küçük bir detayla birbiri ile bağ kurmayı başarıyor. Markanın şu andaki üretim süreci 3-4 kişilik bir ekip ile Beykoz Cam Ocağı’nda gerçekleşiyor. Pazarlama ağırlıklı kurumsal iş deneyimlerinin ardından her zaman ilgi duyduğu cama, ışığın cam içindeki yolculuğuna yöneldiğini söyleyen Pinoli Glass Kurucusu Pınar Özoruç, “Doğal formların olduğu, renklerin farklı kombinasyonları ve efektlerini gördüğümüz, tekdüzelikten biraz daha uzak bir alan için planlı ama akışa izin veren, sürprizlere açık olan, kabullenen ve cesaretli bir yapıda olmak gerekiyor. Bu noktada hayatta geldiğim yerle Pinoli çok örtüşüyor” diyerek başlıyor yolcuğunu anlatmaya. “Cam dünyasına girdiğimde beni en çok etkileyen özelliklerden biri; ışığın yansımasını ve geçirgenliğini görmek oldu, dolayısıyla tasarım ve üretim sürecinde hep transparan renkleri tercih ederek devam ettim.
Özellikle güneş ışığının renkli cam objeler üzerinde yarattığı görüntü çok hoşuma gidiyor. Aslında Pinoli ürünlerini ‘vintage inspired’ olarak tanımlayabilirim fakat renk seçimleriyle biraz daha modern dokunuşlar ekliyorum ve böylece tamamen klasik olma halinden çıkıyorlar. Kontrast renklerin kendi içlerinde yakaladıkları bir uyum var, onları görmeye çalışarak ilerliyorum. Pembenin tonları, mavinin birçok tonu, yeşil gibi daha cesur ve canlı renkler de var, onları daha yumuşak beyazlar veya biraz daha klasik kahve, ‘aubergine’ ve amber tonları ile birleştirerek dengeliyorum. Doğadan ve doğaldan beslendiğim formların ve belli bir dengede tutarak amorf yapıların yer aldığı bir seçki var. Göze doğal ama dengeli gelmesine özen gösteriyorum.”
Camın, ışık oyunlarının, tercih edilen form ve renklerin yarattığı hisler ürünlerin isimlerinde belirleyici olmuş. “Benim için cam, yapısı itibariyle amorf formları çağrıştırıyor. Camı kalıba sokmak ve daha net formlar vermek yerine, benim camı görmeyi tercih ettiğim hali biraz daha doğal şekillerin ortaya çıktığı, ürünlerin birbirinden farklılık gösterdiği ve malzemenin o spontanlığına izin verdiği tasarımlar. Elime aldığımda o doğallığı ve amorfluğu görmek bana özel ve iyi hissettiriyor. Markayı deneyimleyen insanlarda da bu hisleri yaratmak istiyorum. ‘Opaline’ bardakların birbirlerinden farklı kalınlıklarda ve formlarda olması doğal taş hissi uyandırabiliyor mesela. ‘Birdy’ ismini verdiğim vazolar bana kuş hissi uyandırdığı için bu adı aldı. Aşırı çağdaş formlara gitmeden, yaşanmışlığı da verdiğim bir yerde kalmaya çalışıyorum.” pinoliglass.com @pinoliglass
Hazırlayan: Julen Tunç
Fotoğraf: Studio Wino
Portre Fotoğrafı: Betty Mazalto