MİMARİYİ DENEYİM TASARIMIYLA BİRLEŞTİREREK ÖZGÜN PROJELERE İMZASINI ATAN I-AM ISTANBUL’UN KURUCU ORTAĞI EMRE KUZLU İLE BULUŞTUK.
Evimde en sevdiğim objeler Bodrum’dan yıllar önce Cuma isimli münzevi bir sanatçıdan aldığım heykellerim ve bahçemin ortasındaki kurumuş dut ağacı. Evde vaktimizin çoğunu bahçede geçirdiğimiz için özellikle dut ağacı hayatımızın bir parçası haline geldi. Bir de eşimin bana 40 yaş hediyesi olarak aldığı Dicle Çiftçi tablosunu çok seviyorum.
Çok eskiden beri rock dinlerim. Ama son yıllarda ilgim daha çok Indie pop ve Indie rock’a yöneldi. Çalma listemde her zaman bir Belle and Sebastian, Badly Drawn Boy ve Nick Cave parçası vardır.
Benim tasarım beğenimin temelinde Bauhaus etkisinin yattığını söylemem gerek. Bu yüzden Bauhaus etkisiyle ortaya çıkan mid-century mobilya tasarımının benim için yeri ayrıdır. Hatta mütevazı bir “Vitra Miniatures” koleksiyonum bile var. Bunlar arasından Alvar Aalto tasarımı Paimio sandalyeye sahip olmak isterdim.
Taschen yayını “Bauhaus” ve “Ando” kitapları masamda duran en sevdiğim kitaplardır. Bunların yanı sıra bir yelken yarışçısı olarak “Performance Sailing and Racing” kitabının şu sıralar karıştırmaktan en keyif aldığım kitap olduğunu söyleyebilirim.
En çok vakit geçirmekten hoşlandığım şehir Londra. İstanbul’un yanı sıra Londra’da da ofisimiz olduğu için sık sık gidiyorum. Özellikle doğu Londra çok dinamik ve güncel. Oradaki ortam bana her zaman ilham veriyor ve tasarım anlamında beni besliyor.
Hazırlayan : HAZAL BALASAR