Port Alaçatı’daki aynı bahçeyi paylaşan iki yaşam alanına konuk olduk. CKMY Architects imzalı Casa R ve Tulum House, mekâna özgün tasarımlarının yanı sıra konforlu ve işlevsel çözümleriyle de dikkat çekiyor
Ecole Nationale Supérieure des Beaux-Arts de Paris mezunu Can Kendir ve Rhode Island School of Design mezunu Mert Yılmaz tarafından 2011 yılında kurulan CKMY Architects imzalı iki Alaçatı evinine davetlisiniz. Port Alaçatı’nın en eski etaplardan birindeki bu iki evin her biri 250 m2 alana sahip ve üç kattan oluşmakta.
İzmir’in önde gelen ailelerinden birine ait olan evlerden ilki, 2019 yılında tasarlanmış. Casa R adındaki bu evin yenilenmesinden tam bir sene sonra ev sahibi misafirlerini ağırlamak amacıyla hemen yandaki evi de satın almış. Eski dostlukları sebebiyle ve daha önce tasarladıkları çeşitli mekânlarda zaman geçirip takdir ettiği için CKMY Architects ekibi ile çalışmayı tercih eden ev sahibi, ilk evi satın aldığında artık Alaçatı’yı bir yazlık lokasyon olarak görmediğini, burada dört mevsim yaşamak istediğini söylemiş mimarlara. Bir site yaşantısının getirdiği tüm avantajları barındırdığı için tercih edilen evler, site içerisindeki izole konumlarıyla aynı zamanda ancak müstakil evlerde hissedilebilecek özgür bir yaşamı da mümkün kılıyor. Denizle iç içe olan yaşam alanlarının sade bir peyzaj kurgusu bulunuyor.
Evlerin güney cephesindeki geniş teras alanı ve bahçe, otomatik açılıp kapanan pergola sistemiyle hem gündüzleri hem de geceleri hoş ve samimi bir atmosfer sunuyor. Bahçe önünde bağlı olan teknelere ulaşmak ve denize açılmak, garajda duran arabalara bile ulaşmaktan neredeyse daha kolay. Balık avı tutkunu olan ev sahibinin, dışarıda 30 m2 bir balıkçı hobi odası ve 2 adet 30’ar m2 müştemilat evleri de var.
Ev sahibinin ilk aldığı ev olan Casa R, beyaz, mavi ve gri renklerin kullanımıyla yazlık havasını yakalıyor. Ahşap bazı mobilyalar ve kapılar diğer mevsimleri temsil ederek ortama sıcaklık katıyor. Bu evin en önde gelen tasarım elemanı ise merdiven boşluğuna yerleştirilen 3 kat yüksekliğindeki kitaplık ve raf sistemi. Böylece evin katlar arası düşey ulaşımı da bir nevi yaşam alanına dönüştürülmüş. Tasarımın arkalı önlü, hem merdiven tarafından hem de kat sahanlıklarından kullanımı mümkün. Misafirleri ağırlamak maksadı ile satın alınan diğer evde ise ilham kaynağı Tulum olmuş. Mimarlar tarafından Tulum House olarak adlandırılan ev, daha yoğun bir şekilde yaz aylarında kullanılıyor.
“Tulum House’un stili, yerlerde ve duvarlarda kullanılan ve aslında soğuk bir malzeme olan brüt beton, ortamı ısıtan ahşap, hasır ve keten gibi malzemelerle tamamlandı. Uzak Doğu ve Güney Amerika’dan özenle seçilip getirilen aksesuarlar ile hedeflenen sonuca erişildi” diyor mimarlar ve ekliyorlar: “Casa R için İskandinav tarzından esinlendik diyebiliriz. Evin bitişik nizam olması sebebiyle doğal ışık içeriye kolay ulaşamıyordu. Ev sahibi de yaşantısının büyük bir bölümünü burada geçirmek istediğinden açık renklerle, yalın bir konsept tercih ettik. Tulum House’ta ise ev sahibinin tatil için gelecek misafirlerinin kısa süreli konaklamalarında mistik bir ortamda yer almaları, değişik bir deneyim yaşamaları hedeflendi.”
Hazırlayan: ÇİĞDEM HASANOĞLU
Fotoğraf: ENİS BERKSOY
