İstanbul’un hareketinden çok uzaklaşmadan, sessizliğin ve kitapların arasında kaybolmanın mümkün olduğu nadir evlerden birine konuk oluyoruz.
Espaces Mimarlık tarafından tasarlanan proje, İstanbul Ömerli’de yer alan bahçe içinde bir villa. Residence yaşamından kaçıp doğa içerisinde bir hayat sürmek isteyen, ama bir yandan da aktif iş hayatına devam eden iletişim profesörü bir reklamcı için bu lokasyon tam da aradığı özellikleri sunuyor.
Espaces Mimarlık’ın kurucusu Mimar Elif Güngör, ev sahibinin öncelikli olarak bir çalışma odası ve büyük bir kütüphane hayal ettiğini belirtiyor. Projeye, bu ihtiyaçtan yola çıkarak yaklaşan mimar, orijinalinde tek katlı olan evin çatı yüksekliğinden yararlanarak bir asma kat tasarlıyor. Bu aydınlık ve ferah alana; çalışma odasının yanı sıra, yatak odası, giyinme odası ve banyodan oluşan bir misafir süiti de ekliyor. Üst katın bir duvarını ise, ev sahibinin geniş kitap koleksiyonunu işlevsel ve görsel olarak yerleştirebilmesi için kütüphane olarak tasarlıyor. Güngör, iki kat arasına heykelsi bir yaklaşımla yerleştirilen merdiveni şu sözlerle anlatıyor; “Evde zemin ve asma katı açık bir merdiven kurgusu ile birleştirmek istedim. Merdivenin havada uçuyor gibi, hafif bir his yaratması için altlarını boşluklu olarak tasarladım ve bu boşluklara led aydınlatmalar yerleştirerek salona derinlik hissi kattım”. Alt kat ise, ev sahibinin isteği doğrultusunda yaşama, yemek yeme ve rekreasyon alanı olarak açık plan şeklinde tasarlanıyor.
Parke ve ahşap malzemelere ağırlık verilen bu katta, ayrıca iki yatak odası ve bir çocuk odası bulunuyor. “Küçük ev sahibimizin hobilerinden biri de tırmanmak. Asma katın eklenmesiyle elde edilen yükseklikten yararlanarak bir de tırmanış duvarı tasarladık,” diye ekliyor mimar. Evin tasarımına bulunduğu lokasyon ilham veriyor: Ormanlık alanla iç içe konumlanması, mekânlarda doğal malzeme kullanımına etki ederken; minimalist tarzı, şehir hayatına olan yakınlığına gönderme yapıyor. Mimar Elif Güngör, eşyaya boğulan bir mekân tasarımı yerine, ev sahibini yansıtan sade bir stil izlediğini belirtiyor; “Ev sahibi kalabalıktan ve fazla mobilya kullanımından kaçınıyor. Biz de, ferah mekânlarda saf beyaz duvarları alt katın ahşap zeminleriyle eşleştirerek sıcak bir atmosfer yarattık. Üst kat ve çalışma odasında ise, beton esaslı zemin malzemesi kullanarak daha endüstriyel bir alan oluşturduk”.
Mutfakta yemek masası bulunmasını tercih etmeyen ev sahibi için yazın dışarıda; kışın camın önünde bir yemek bölümü oluşturuluyor. Mutfak, evin en az kullanılan alanı olsa da, bir bütünlük ve sıcaklık hissi yaratmak için, projenin genelinde kullanılan malzemeden bir tavan süsü oluşturularak hafif bir aydınlatma yerleştiriliyor. Espaces Mimarlık; metrekareyi neredeyse iki katına çıkararak ve tamamen özel tasarım mobilyalarla mekânı kurgulayarak, bu tek katlı evi baştan yaratıyor. Ev sahibi ise gelirken sadece çalışma masasını ve kitaplarını getiriyor…
Hazırlayan: Işıl Karahanoğlu
Fotoğraf: Mert Kibar