Ana SayfaEv Turuİtalya’daki Dingin ve Fonksiyonel Ev

İtalya’daki Dingin ve Fonksiyonel Ev

İtalya’nın yeşil kalbi olarak adlandırılan Umbria bölgesindeki en önemli şehirlerden Perugia’nın eteklerine uzanıyoruz. èdoc Architects’in kurucuları Hande ve Federico Dottorini tarafından projelendirilen ev, üslup olarak dingin ama fonksiyonel anlamda dinamik alanlarla kurgulanmış.

Hazırlayan: Işıl Karahanoğlu

Fotoğraf: Studio Daido

Bir tepe ve etrafındaki ovalara yayılan Perugia şehrine, en üst kattan geniş bir perspektif ile bakan ev, genel tasarımı ve mekânların dağılımı ile konumunun avantajını her anlamda kullanıyor. èdoc Architects’in kurucuları Hande ve Federico Dottorini, projeyi 2021 yılında teslim aldıklarında, yapının altta garaj ve üstte iki bağımsız kattan oluştuğunu söylüyorlar. Öncelikle, bu katlar bir iç merdiven ile birleştirilerek, yapı müstakil bir villaya dönüştürülmüş. Toplam iç alanı 210 m² olan evin birinci katına 2 oda, 1 ebeveyn süiti ve 2 banyo; ikinci katına ise yaşam alanı, açık mutfak, banyo ve bir oyun odası tasarlanmış.

Mimarlar, 2000’li yılların başında inşa edilen yapının nispeten dar bir plan dağılımına sahip olduğunu anlatıyorlar; “Küçük, kullanışsız ve oldukça karanlık olan iç mekânlar iyi kurgulanmamıştı. Bu yüzden, dış kabuk aynı kalacak şekilde tüm mekânlar yeniden düzenlendi. Projede en önemli amaçlarımızdan biri, olabildiğince doğal ışığa sahip bir tasarım yaratmaktı”. Ev projelerinde, yaşayanların ruhunu ve o evden beklentilerini iyi anlamak gerektiğini düşünen Dottoriniler, iç dekorasyona başlarken öncelikle nasıl bir dağılım, ışık ve kurgu yaratacaklarına karar verip, buradan çıkardıkları bulgularla tasarımı gerçekleştirmişler. Her mekânın doğal ışıktan faydalanabilmesi önceliği, onları açık alanlar kurgulamak ve yarı açık bölücülerle mekânların geçişini sağlamak gibi mimari çözümlere götürmüş.

Tüm iç bölücü duvarlar yıkılarak iç mekânlar alçıpan duvarlarla yeniden oluşturulmuş. Yaşam alanı ve odalar arasındaki bölücüler ise özel üretim mobilyalar olarak tasarlanmış. Doğal ışık haricinde, direkt ve endirekt aydınlatma çözümleri de kullanılarak farklı ambiyanslar oluşturulmuş. Proje genelinde açık ton sur ton renk seçimleri, ışığın mekânlara daha çok dağılımını sağlayarak bu etkiyi güçlendirmiş. Genel alanlarda döşenen doğal taş efektli seramik mekânları birbirine bağlarken, odalarda daha sıcak bir görünüm elde etmek için parke kullanmayı tercih etmişler. Bu iki farklı malzeme, yine aynı renk skalasında bulunduğu için, aralarındaki geçişler de daha yumuşak gerçekleşmiş.

En üst katta, hem manzaradan maksimum seviyede faydalanmak amacıyla hem de ön cephede bir başka binanın yer almaması sayesinde perde kullanılmamış. Sadece birinci kattaki odalarda, doğal ışığı geçiren yarı transparan perdelerle mahremiyet sağlanmış.

“Projemizde mekânlar birbirleriyle hem görsel hem de fiziksel olarak bağlantılı alanlar oluşturuyor. Bu sürekliliği artırmak amacıyla, malzemelerin birçok alanda devamlılığını sağlayarak, farklı malzemeler arasında hiyerarşi oluşturmak yerine, birbirlerini tamamlayan seçimlere yöneldik,” diyen Mimar Hande ve Federico Dottorini, akıcı mekân geçişleriyle, aile bireylerinin ilerideki ihtiyaçlarına da karşılık verebilecek, yalın ve dingin bir kurgu gerçekleştirmiş.

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR