İç mimari tasarımı İlkay Ala tarafından gerçekleştirilen Kanyon’daki bu daire, İngiliz stilini endüstriyel ile buluşturuyor.
Kanyon’da yer alan bu daire 200 metrekarelik bir iç alana sahip. Salon, mutfak, yatak odası, misafir odası, giyinme odası, misafir tuvaleti ve banyodan oluşan bu yaşam alanı üç buçuk aylık bir tadilatın ardından tamamen baştan yaratılarak şu anki düzenine ulaşmış. Evin iç mimari İlkay Ala ve ev sahibesi Moda Tasarımcısı Duygu Gülşen’in uzun yıllar süren dostluğu bu mekâna dair kararların hızlıca verilmesini sağlamış. Tadilat büyük bir iç yıkımla başlamış. Evin mutfak, salon, misafir tuvaleti ve yatak odası kırılmış. Banyoların hepsi yeniden yapılmış. Salonla mutfak arasında yeni bir geçiş oluşturulmuş. “Eski mutfak basık ve hareketsiz duruyordu. Ben de salondan bir geçiş yaratarak mutfağın daha ferah olmasını sağladım. Araya demir bir kapı yerleştirdim.” Mutfağa koridordan da bir geçiş var ama ev sahipleri genelde salona açılan kapıyı kullanıyor. Mutfağın ortasına özel tasarım bir ada ünitesi yerleştirilmiş. Ada ünitesinin tezgâhında kullanılan malzeme mutfak tezgâhı ile bir bütünlük içerisinde. Hepsi kuvars malzemeden. Duvarlarda ise beyaz seramik karolar yer alıyor. Beyaz ünitelerin hepsi Lineadecor’dan seçilmiş. Ankastre buzdolaplarına Smeg beyaz eşyalar eşlik ediyor. Salon oturma ve yemek bölümü olarak iki planda düzenlenmiş. Kanepelerin hepsi özel tasarım. Kitaplık ve TV ünitesi ise İlkay Ala’ya ait. Mekândaki bütün aynalar ve aydınlatmaların çoğu da da aynı şekilde mimarın özel tasarımı. Aydınlatmalarda ve mobilya detaylarında pirinç malzemenin ağırlıkta oluşu dikkat çekiyor. “Pirinçle çalışmayı seviyorum” diyor İlkay Ala ve ekliyor: “Bu evde çok fazla ayna da var. Bütün yaptığım mekanlarda ayna kullanmak çok hoşuma gidiyor.” Evdeki aksesuarların çoğu Londra seyahatlerinden alınmış. “Ev sahibi ile uzun yıllar boyunca arkadaşız. Zevklerimiz uyuyor” diyor İlkay Ala mekânın vintage detaylarından bahsederken. Evdeki en büyük müdahalelerden biri ebeveyn banyosunda gerçekleşmiş. Eskiden burada içinde küvet ve jaluzi olan kocaman bir banyo varmış. Ev sahipleri küvet istemediklerini söyleyince bu büyük banyo giyinme odası ve duşun yer aldığı bir alana dönüştürülmüş. Yatak odasında da evin genelinde olduğu gibi çok fazla aydınlatma elemanı var çünkü İlkay Ala ışığın farklı kaynaklardan gelmesini çok seviyor ve evde yaşayan insanların bu sayede istedikleri gibi aydınlanabileceklerini belirtiyor. İngiliz romantizmini endüstriyel detaylarla dengeleyen bu yaşam alanı şıklığıyla göz dolduruyor.
Evin salonunda yer alan kanepeler ve kütüphane özel tasarım.