Zamana meydan okumayı başarmış, kıymeti ve zanaatı geri planda kalmamış bir sanat olan cam üfleme, dünyaca ünlü tasarımcı Helle Mardahl ile yolculuğunun belki de en renkli dönüşümünü yaşıyor. Her biri elde üretilen ve kesinlikle dikkat çeken koleksiyonu, Türkiye’de Beymen Home’da satışta. Tasarımcının renkli dünyası ve kendine has dinamik bakış açısı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Hazırlayan: Gökçe Karaman Önemci
Fotoğraf: Alastair Philip Wiper
Değişip dönüşmeye ara vermeyen teknoloji ve teknolojinin bir sonucu olarak neredeyse her gün bir devinim geçiren ev yaşamı stilleri, elbette her zaman belirleyici unsur olmuyorlar. Zamanın ve imkânların ötesinde, eskiden olduğu gibi ve en kıymetli haliyle zanaatın yolculuğu, her şeye inat sürüp gidiyor. Cam üfleme sanatı da bu konuya iyi bir örnek. Renkli bakış açısıyla odak noktamıza aldığımız tasarımcı Helle Mardahl, kendi ismiyle kurduğu Helle Mardahl Studio’yu, ürünlerini ve Türkiye’deki Beymen Home iş birliğini anlattı.
Helle Mardahl, bizce sanatsal bir bakış açısını dekorasyona uyarlayan biri. Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Kendini tanımlamak her zaman zordur ama ben kendimi kreatif biri olarak görüyorum sanırım. Görsel hafızam oldukça kuvvetli ve okul hiçbir zaman bana göre değildi sanki, bu yüzden iyi olduğum bir şey bulmam gerekiyordu. Londra’ya taşındım ve Central Saint Martins College of Art and Design’a gittim. O zamandan beri de hayatım tasarım odaklı ilerliyor.
Helle Mardahl Studio markasının renkli ve eğlenceli bir dünyası var. Markanın yaratılış hikâyesi nedir?
Birkaç yıl farklı malzemelerle çalıştıktan sonra, bu kez camdan bir şeyler yaratmak istedim. Bir cam üfleyiciyle temasa geçtim ve bir lamba üretimi için birlikte çalışmaya başladık. Zanaat ve malzemeye tam anlamıyla âşık oldum. Zanaatkârların camı üflemesi bana sert şekerlerden üretme sürecini hatırlatıyor. Renkler o kadar hoş ve leziz görünüyordu ki, yenebilecek kadar güzel görünen leziz cam parçalardan oluşan kendi şekerci dükkânımı hayal ettim.
Odağınızda cam malzeme var. Neden camı tercih ediyorsunuz?
Cam kadar büyüleyici ve etkileyici bir malzemeyle hiç çalışmadım. Bu süreçle ilgili her şey beni şaşırtıyor. Cam üfleme, yoğun mesai, sevgi ve özen gerektiren eski bir zanaat. Zanaatkârlar son derece yetenekli ve süreç son derece kırılgan, ama tuhaf bir şekilde bu, bir zıtlıkların senfonisi ve deneyimlenmesi anlamına geliyor benim için. Bu yüzden çok keyifli. Asla solmayan, el yapımı bir sanat eseri cam; değerli bir anı veya eşsiz bir süs eşyası olarak nesiller boyu aktarılabilir. Hayalim, her bir cam parçamızın bir eve ulaşması ve her gün, her yıl, on yıllar boyunca bulunduğu eve neşe getirmesi.
Koleksiyonlarınızda her parça birbirinden farklı, biricik. Bu farklılığı nasıl yorumluyorsunuz?
Her parça el yapımı ve ağızdan üflenerek tasarlandı. Zanaatkârlarımız parçaları yaratmak için ateş ve demir aletler kullanıyor. Bu da her parçanın şekil, renk ve boyut bakımından biraz değişmesine neden oluyor, böylece hepsi gerçekten benzersiz bir hale geliyor. Üretimle ilgili tüm bu hassas faktörler, iki eserin aynı olmadığı anlamına geliyor ve bu da bana göre her sanat eserini daha özel ve değerli kılıyor.
Bu yüksek enerjinin ve dolayısıyla tasarımların ilham kaynağı nedir?
Markanın ardındaki düşünce, insanları mutlu eden parçalar yapmak üzerine. Bana göre rengin bunda büyük rolü var. Ek olarak, evrenimiz duyuları harekete geçirmek üzerine; dolayısıyla her sanat eseri, evinize götürebileceğiniz en sevdiğiniz tatlardan oluşan küçük bir şeker parçası aslında.
Helle Mardahl Studio, Beymen Home’da satılıyor. Bu iş birliği nasıl oldu?
Beymen’in bizimle iş birliği için iletişime geçmesi konusunda çok şanslıydık. Harika bir vizyona sahip oldukları için onlarla çalışmayı kesinlikle seviyoruz. Markamızı hem çevrimiçi hem de fiziksel olarak nasıl sunacaklarını gerçekten biliyorlar ve çok yetenekliler. Bu iş birliğine gerçekten değer veriyoruz.
