Huzur Yuvası

eco farm bodrum 1

Bodrum’un tarihi Karakaya köyünde taş mimarisi ve özenli işçiliğiyle dikkat çeken Eco Farm Houses, içinde bulunan arazide yetiştirilen sebze, meyve ve hayvanlarıyla site sakinlerine doğal bir ortamda yaşamanın ayrıcalıklarını sunuyor. Proje sahibi Ergun Akgün, hayallerini dokuz villalık özel bir yaşam alanına dönüştürmüş.

Hazırlayan Meltem KERRAR Fotoğraf Apo İÇDAĞ

 

Bodrum Gümüşlük’te, tarihi Karakaya Köyü yolu üzerinde, 16 dönüm arazide konumlanan Eco Farm Houses dokuz adet müstakil taş ev ve bu evlere hizmet veren tarım alanı ile mütevazı bir mandıradan oluşan özel bir proje. “Doğaya ve lokal mimariye saygılı, kendi kendine yetebilmeyi amaçlayan, kalbinde huzuru barındıran bir yaşam projesi,” olarak özetliyor burayı konuk olduğumuz evin ve projenin sahibi Ergun Akgün: “Birey olarak ihtiyaç duyduğumuz ‘özerklik’ duygusunu hissettiren, her anlamda nefes alabileceğimiz bir alan yaratmaya çabaladık. Yeşillikler içinde, 1000-1500 metrekare bahçelere sahip, 250 metrekareden oluşan evlerin her biri kendine ait müstakil 60 metrekare havuzu, geniş verandaları, deniz manzarası, mahzenleri, havuz evleriyle özel hissetmeyi sağlıyor. Hikâyenin en başını merak ettiğimizde ise, son yılların ortak duygusu, büyük şehrin yoğun ve yorucu yaşamı çıkıyor karşımıza. Stresli bir ticari hayat yaşarken hayata dair sorgulamalar sonucunda doğmuş bu projede aslında. Yaşadığımız ‘an’ı farkedemeden geçen günler ve hızla tükettiğimiz yılları düşündükçe kendimi Yeşilköy’de geçirdiğim mutlu ve huzurlu çocukluk günlerimi düşünürken yakaladım hep. Hayalim; deniz gören, yemyeşil, insana ve insanın özeline saygılı, merkezi bir konumda fakat karmaşadan uzak, sakin bir yerde yaşamaktı. Bodrum Gümüşlük, bu anlamda pozitif enerjisiyle ve beldedeki hızlı şehirleşmeye rağmen bozulmamış dokusuyla doğru yer oldu. En başta sadece kendi ailem için kurduğum hayal, doğru mekânı ararken karşılaştıklarım doğrultusunda, komşularımı da içine alan bir projeye dönüştü. Birlikte yaşamaktan karşılıklı keyif alacağımız komşularımız olsun istedik” diyor Akgün. Üç dönüme yayılan tarım ve hayvancılık faaliyetiyle Eco Farm Houses çok özel bir proje. Ata tohumlarıyla yapılan tarımla, doğanın ve iklimin elverdiği tüm sebze ve meyveler yetiştiriliyor burada. Kümes hayvanları ve inekler sayesinde günlük yumurta, süt ve tüm süt ürünleri de üretiliyor. Domates ve biber salçalarından, doğal reçellere, zeytinyağından asma yapraklara kadar pek çok ürün de site sakinlerine sunulmakta. 300 metrekare alana sahip villalar, ebeveyn banyolu dört yatak odası, altı metre yüksekliğinde bir kışlık salon ve içinde bir asma kat oda, büyük bir mutfak, yazlık salon ve geniş verandadan oluşuyor. Her evin bahçesinde bir havuz evi, bir banyo, duş ve mahzeniyle yaz – kış yaşanacak bir de müstakil ev bulunuyor. Yazları serin, kışları sıcak tutması amacıyla 50-60 cm taş duvarlar kullanılarak inşa edilen evler yöre taşlarıyla, el işçiliğiyle örülmüş. Çatılarda Alman Braas çatı sistemi kullanılırken, kiremit seçimi Braas Marsilya kiremiti olmuş. Evlerin iç mekân kapıları ahşap işçiliği ile dikkat çekiyor. Hepsi Kalimnos Adası’nda uzun yıllardır kilise kapısı yapan bir marangoz aile tarafından tasarlanmış. Ayrıca her evin girişinde kapı eşiğinde beş milyon yıllık Green Forest mermeri kullanılmış. Bodrum’da yaz-kış yaşama aşamasında Ergun Akgün. Hayali, sakin ve huzurlu ama aynı zamanda kilometrelerce uzakta olmayan bir evmiş. “Zamanın daha yavaş aktığı, hayatın tadına vardığınız, insana saygılı, mavisiyle, yeşiliyle, büyülü bir güzellik burası. Bodrum’da herkes için farklı bir yaşam seçeneği de var tabii. Bu bizim seçtiğimiz… Her yere yakın ama kalabalıklardan uzak, yaşamaktan keyif aldığımız bir yuva” diye anlatıyor yaşadığı yeri. Kendi evinin dekorasyonunda da, projeye paralel, doğal, dayanıklı ve rahat parçalar tercih etmiş. Mobilya ve aydınlatmaların büyük bölümü Taş Dizayn, Mudo Concept ile Kos Adası’ndaki Lilium Gifts’ten alınmış. İç mekânın genelinde dingin, sakin, pastel tonlar hâkim. “Az ve öz, yalın bir mekân yaratmak istedik. Yıllardır gittiğimiz seyahatlerden topladığımız objelerle zenginleştirdiğimiz, güzel anılarımızı yaşattığımız ve kelimenin her anlamıyla yaşadığımız bir mekân burası” diyerek sözlerini bitiriyor bu rüya gibi projenin sahibi Ergun Akgün.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR