Üç farklı departmanda hizmet veren Atelier Porta, hayallerinin peşinde koşan genç insanlar tarafından kurulmuş bir tasarım ve sanat stüdyosu. Berk Saatçioğlu’nun tasarım ve dekorasyon, Tuba Hacısüleymanoğlu’nun ise sanat işleri ve dijital tasarımla ilgilendiği Atelier Porta ile tanıştığımıza biz çok memnunuz.
Bir Afrika atasözü şöyle söyler: “Eğer hızlı gitmek istiyorsan yalnız git, uzağa gitmek istiyor birlikte.” Yağmurlu bir İstanbul gününde, neredeyse gökyüzü yere inmişken Atelier Porta’nın Beşiktaş’taki mekânını ziyaret ettiğimizde, bu atasözünün doğruluğu bir kez daha tescillendi. Mahallenin kahvesinden söylediğimiz sade kahvelerimizi içerken Berk ve Tuba’nın uzağa gitmeyi hedefleyen yol ortaklığını dinledik.
Atelier Porta nasıl hizmetler veriyor?
Atelier Porta olarak üç farklı departmanda hizmet vermekteyiz. Mimari ve endüstriyel tasarım bölümümüzde, konsept mekân tasarımları ve dekorasyon uygulamaları gerçekleştirilirken, endüstriyel tasarım kısmında başta mobilya olmak üzere obje ve aydınlatma ürünleri mevcut. Sanat bölümümüz, heykel ve resim çalışmalarından oluşuyor. Yaratılan eserler, hem perakende müşterilerinin beğenisine sunuluyor hem de mimari gruplarla çözüm ortaklığı yapılan projelerde yer alıyor. Bununla birlikte sanat çalışmalarımız, yurt dışı ağırlıklı olmak üzere genç sanatçılarımıza düzenlediğimiz sergileri de kapsamakta. Son olarak dijital tasarım bölümümüz kurumsal kimlik çalışmaları ağırlıklı olmak üzere hizmet veriyor. Otel, konut, AVM projelerinde mimari gruplarla çözüm ortaklığı yaparken perakende satış bölümümüz için ziyaretçilerimizi showroom’umuzda ağırlıyoruz.
Sanat ve tasarımı buluşturmak gibi bir felsefeniz var. Bu felsefenin temel ilkeleri neler?
Sanat ve tasarımın farklı iki kavram olduğuna değil, birbirini besleyen ve bütünleyen kavramlar olduğuna inanıyoruz. Sanatsal tasarımların, fonksiyonellik adına bir kaygı taşımaması fikrini seviyoruz.
Nasıl bir araya geldiniz? Koşullar mı sizi bu noktaya getirdi yoksa siz mi içinde çalışmak istediğiniz koşulları hazırladınız?
Uzun yıllardır süregelen bir dostluğumuz var. Hayalimiz, bir gün beraber bir marka yaratmaktı. Atelier Porta’yı kurmadan önce birçok mimari projede de beraber çalışma imkânımız oldu. İşe bakış açılarımızdaki uyumu deneyimledikten sonra da markamızı “hayallerimize davetlisiniz” mottosuyla kurduk.
Ne zamandan beri yeni mekânınızdasınız? Neden burada olmayı seçtiniz?
Akaretler’deki showroom’umuza Ocak ayında taşındık. Lokasyon olarak kolay ulaşılabilir bir bölge olması tercih sebeplerimizden biriydi. Çevremizde dekorasyon sektöründen prestijli markaların ve mimari grupların konumlanmış olması, mekân seçimimizin bu bölgede olmasında en güçlü etken oldu.
Burası nasıl bu hale geldi?
Markamıza ait mekânın tamamıyla kendi tarzımızı yansıtmasını istedik ve duvarlarından yer döşemelerine kadar her şeyi yeniden dekore ettik.
Mekânınız sizin için ne ifade ediyor?
Tasarımlarımızda özgür olabildiğimiz, huzur bulduğumuz, ziyaretçilerimizi ağırlamaktan keyif aldığımız, mesai saatinin ne demek olduğunu bize unutturabilen yer…
Atelier Porta olarak nereye doğru ilerliyorsunuz? Hedefiniz nedir?
Atelier Porta olarak sanat ve tasarımın ulaşılabilir olmasını hedefliyoruz. Tasarım ürünlerinden ve sanat eserlerinden maddi kaygılarla uzaklaşan kişiler için ulaşılabilir olduğumuzu kanıtlamak en büyük hedefimiz. Genç ve başarılı sanatçıların tasarımlarını, eserlerini sergileyebilecekleri organizasyonların sayısını artırmak istiyoruz. Prestijli markalarla çalışmanın keyfini yaşarken, mimari platformda kurduğumuz çözüm ortaklıklarının sürekliliğini sağlamak için kaliteli ürün ve hizmet ilkemizden ödün vermeden yolumuzda ilerlemeye devam ediyoruz.
Nereye doğru ilerliyorsunuz?
Hayallerimize…
