Gayrimenkul sektörüne yön veren tüm paydaşlara sektörün üst düzey yöneticileri ile birebir tanışma fırsatı yaratan; farklı deneyim ve trendlerin 360⁰ bakış açısıyla gerçekleştiği, sektör trendlerinin konuşulduğu, ortak akıl oluşturan ve vizyon geliştiren RE360 Buluşması, bu yıl ilk kez online konferans olarak Digital Network Alkaş’ta Türk gayrimenkul sektörünü bir araya getirdi.
Konferansın ilk gün konuşmacılarından Portland Yönetici Direktörü İbrahim İbrahim ile çok özel bir söyleşi gerçekleştirdik.
Tasarım stratejiniz nedir? Şirketinizin hayata geldiği tarihten beri ne gibi safhalardan geçtiniz?
Tasarım stratejimiz insanı merkezine oturtuyor. Felsefemiz, ‘Binalar ve Alanlar’ felsefesinin tersine ‘İnsanlar ve Mekânlar’. Kentsel dönüşüm anlamında mekân yaratmanın, alışveriş merkezleri tasarımının sadece bina tasarlamaktan ibaret olmadığına inanıyoruz. Günümüzde yaşadıklarımız, bu zorluklarla yüzleşmemize sebep oluyor çünkü inşa edilmiş alanlarımız esnek değiller ve geleceğe uygun değiller. Yaklaşımımız kitlelerin değerlerine, kültürlerine ve davranış biçimlerine uygun olmaktan geçiyor. Daha sonrasında mekânın tarihine odaklanıyoruz. Tüm binaların inşasının bu yaklaşıma uygun olarak yapılmasını destekliyoruz.
Portland, her zaman bu yaklaşımı üstlenmiştir. Tasarım felsefemiz mekânların insanlar ile ilgisine odaklanarak tasarlamayı öne koymakta.
Birçok farklı alanda aktiviteleriniz mevcut. Hepsinin ortak noktasının ‘kamusal alan’ olduğunu söylemek doğru mudur?
Ana faaliyet alanımız tüketici deneyimini odak alınarak mekânların ticarileşmesi üzerine. Öncesinde perakende, yeme-içme ve eğlence alanlarında yoğunlaşıyorduk. Ama zamanla konaklama, ortak çalışma alanları, sağlık ve yaşam alanlarında da yoğunlaşmaya başladık. Amacımız alışveriş ritminden bir topluluk ritmine geçebilmek.
Pandemi sonrası sektörünüzün geleceği hakkındaki öngörüleriniz nelerdir?
Bu çok büyük ve zor bir konu. Perakende alanında dokunmasız, otomatik, sıfır temas deneyimlerinde çoğalma göreceğiz. Sağlık, ticari veya herhangi bir mekân olsun her alanın, DNA’sı haline gelecek. Gelişmelerin daha kolay programlanabilir ve esnek olduğunu göreceğiz. Tüketiciler kendilerini daha fazla koruma altına hissettikleri ve daha insani mekânları tercih etmeye başlayacaklar.
Deneyimsel tasarım son yıllarda çok konuşulan bir konu oldu. Deneyimsel tasarımın asıl tarif edersiniz ve sizce nasıl bir hal alacak?
Bizce perakende tasarımı artık sadece mekân tasarımı ile ilişkili olmaktan çıktı. Perakende tasarımı antropoloji ile daha fazla ilişkili olmaya başlıyor. Sadece fiziksel olarak mekânın tasarımı değil, deneyime odaklı, markanın kimliğine odaklı tasarımlar yaratabilmek daha fazla önem kazanıyor. Deneyimsel tasarımdan bahsederken, tüketicinin deneyimi daha fazla önem taşımaya başlıyor. Mobil ve dijital deneyimini de burada düşünmek gerekiyor.
Teknolojik gelişmelerin tasarım dünyasına olan etkilerini nasıl değerlendirirsiniz?
Aslında bir önceki cevabım bu sorunun bir kısmını cevaplıyor. Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik daha fazla yer kaplamaya başlayacak. Ayrıca 5G ile görsel deneyim daha fazla ön plana çıkacak. Instagram veya Facebook gibi sosyal platformlardan edinilen deneyim de bu anlamda önem kazanacak.
RE360’da hangi konulara değindiniz ve neden?
AVM’lerin yeniden amaçlandırılması gerektiği konusuna değindim. Geleceğe hazır olmanın, şirketlerin geliştirme ve operasyonel anlamda hazır olmasının öneminin altını çizdim. Eskiden yeniye doğru, yani teknolojiye doğru akışın yeni mekânların tasarımındaki rollerinden bahsettim.
portland-design.com