Tarihi semtteki eski bir apartmanın en üst katına yayılıyor bu ev. İç mimar Sinem ve Melis Kurultay kardeşlerin her detayı için uzun araştırma ve çalışmalar yaptığı, koyu tonların egemenliğinde, ara ara eski İstanbul tadını da veren bir iç mekân. Fazla söz gerek yok fotoğraflar evi, mimarlar ise işlerini gayet detaylı anlatıyor…
Sinem ve Melis Kurultay, Ankara Bilkent İç Mimarlık mezunu iki kardeş. 2006 yılında birlikte yaptıkları ilk projeden 2011 başlarına kadar ortak projelerde yer alırken bir yandan büyük ve küçük çaplı şirketlerde farklı tecrübeler edinmeye devam etmişler. O zamandan beri de tüm zaman ve güçlerini yürüttükleri ortak butik işlere harcamaya karar vermişler. Şimdiye kadar çoğunlukla kafe ve bar işleri almış olmakla beraber, birkaç konut projesini de hayata geçirmişler. “Bir projeyi ele alıp en ufak detayına kadar tasarlıyor, arayıp da bulamadığımız ürün ve mobilyaları zamanla ve titizlikle oluşturduğumuz ekiplere ürettiriyoruz. Burada olduğu gibi bazen bir masanın ayağının malzemesi ya da bir çekmecenin kulbunun tasarımı için günlerce çalıştığımız da oluyor ancak çıkan sonucun herkesi memnun etmesi bizim için önemli. İlham kaynaklarımızı bloglarla ve mimarî yayınlarla sınırlı tutmamaya, izlediğimiz bir film ya da okuduğumuz bir kitaptaki betimlemenin bize yön vermesine çalışıyoruz. Bilgisayarlarımız bu nedenle mekân screenshot’larıyla dolup taşıyor” diyorlar. Ve bize bu ilham veren evin projesini anlatıyorlar…
Bu projenin hikâyesi nedir? İşbirliği nasıl oldu, kararlar nasıl alındı, seçimler nasıl yapıldı ve uygulama süreci nasıl devam etti?
Ev sahibi, 2009 yılında yapmış olduğumuz Cihangir Minimüzikhol’ün tasarımını beğenerek bizimle iletişime geçti. İlk toplantımızda projenin nasıl şekilleneceğiyle ilgili büyük heyecan duyarak ayrıldık. Daha sonra beğendiğimiz mekân ve objeleri paylaştığımız bir blog oluşturduk. İşe tam anlamıyla başlamadan yaratılacak dünyayla ilgili aklımızda neredeyse somuta dönüşmüş diyebileceğimiz kadar çok bilgi vardı. Salon ve mutfağın bulunduğu üst katın üç yanı pencerelerle çevriliydi. Dolayısıyla doğal ışık, kullanmak istediğimiz siyah lakeler, antrasit tonları ve ağır pirinçleri hafifletmek adına işimizi bir bakıma kolaylaştırıyordu, fakat ışık kontrolü yapmamız ve bazı istemediğimiz manzaraları yarı geçirgen malzemelerle gölgelememiz gerekti. Genel olarak koyu tonlarla çalışırken, detayları siyah demir ve pirinç olarak belirledik. Bunun dışında kullandığımız hardal sarısı kumaşın rengi de öne çıkan bir ton oldu. Yatak odasında mermer yerine kök kaplama kullandık. Yatak alanını da içinde barındıran büyük bir kütüphane yapmayı istedik. Kök kaplama da şaşırtmalı yerleşecek raf aralarının ritmini desteklemek için çok uygun bir malzemeydi. Kütüphane raflarının arasına yerleştirdiğimiz gizli aydınlatmalar kaplamanın cilasının üstünde dönerek malzemenin boyutunu vurguladı. Giriş katında karşılama alanında arkasından ışık sızan aynalar kullanırken bir grid oluşturmaya karar verdik. Öncelikle mekânı ikiye bölen ve epey malzeme kaldıran parlak lake kısa bir dolap tasarlanıp üretildi. Giriş ve yatak odasını CNC pirinç bir ayraç kullanarak ayırdık. Giyinme odası ve büyük banyoda da parlak siyahlar ve hardal, pirinç detaylarla devam ettik. Özellikle giyinme alanının bir butik gibi düşünülüp buna göre tasarlanıp aydınlatılması ev sahibi için önemliydi. Büyük banyo ve giyinme alanı iç içe kullanılabilecek şekilde tasarlandı. Üst kattaki üç farklı işlevi, akışı kesmeden mobilya ve malzeme değişiklikleriyle kata yaydık. Yani mutfak ve yemek alanının ardından gelen oturma ve çalışma kısmının ilerisindeki, Tarihi Yarımada’ya bakan diğer oturma alanını üç farklı bölüm olarak değerlendirdik.
Kullandığınız malzemeler hakkında bilgi verir misiniz?
Evin mimari yapısı ve lokasyonu sebebiyle dönemine ait malzemeleri kullanmaya özen gösterdik. Yani o çevrede bina içlerinde bolca gördüğümüz pirinç detayları, mermerleri, Art Deco desenlerle birleştirerek bir döneme ait referanslar verdik. Diğer yandan güncel malzeme ve aydınlatmalarla tasarımı destekleyerek iki duygunun kaynaşmasını istedik. Kök kaplama ve mermerin üzerindeki güçlü desenleri mat deri ve kadife gibi kumaşlarla yumuşatıp krom, ve siyah demir gibi birbirinden farklı dokuları bir araya getirdik.
Kaç kişilik, nasıl bir yaşam kurgulandı?
Burası iki kişinin yaşayabileceği, bolca misafir ağırlayan bir ev. Ev sakinleri arasında üç tane de köpek olduğu için iki kat arasını akordiyon demir eski tip bir asansör kapısıyla ayırmak istedik. O üretimi yapan ustalar artık kalmadı neredeyse. Olmasını istediğimiz mobilyaların çoğunu ürettirirken, konusunda uzman farklı ekiplerle çalışmamız gerekti, çünkü genel olarak ebatlar ve tasarımlar bugün çok karşımıza çıkan tipler değil.
Hazırlayan Seda TÜREN
[imagebrowser id=1071]