Bahçesinde hayvan damı, küçük eski bir ocak vardı fakat kullanılamayacak haldeydi. Bu nedenle renovasyon yapmak imkânsızdı. Bina tamamen yıkıldı ve yeni bir proje çizildi. Proje çizilirken Alaçatı’nın orijinal mimari dokusuna sadık kalındı. Malzemeler seçilirken bu dokunun korunmasına çok özen gösterildi. Mekânımızın adı Alachi, Chi felsefesinden yola çıkılarak ruh buldu” diyerek anlatıyor mimari konseptin oluşum hikâyesini Handan Şendağ. Binadan çıkma eski tarihi Rum taşları değerlendirilerek yeni binanın yapımında da kullanılmış. Duvarlar da tıpkı eskiden olduğu gibi köy sıvası ve beyaz badana yapılmış. Yüksek ahşap tavanlarla odalarda geniş ve ferah mekânlar yaratılmış. Alt kat odalara, yine orijinal yapıya sadık kalınarak Karadeniz’den getirilen eskitme ağaçlardan tavan mertekleri döşenmiş. Böylece mekânlarda köy sıvası, beyaz badana ve ahşap kullanılarak köyün geleneksel mimarisi korunmuş. Sokağa bakan cephede cumbalı özel odalar yapılmış. Bu odalarda cumba içleri oturma bölümleriyle döşenenmiş; misafirlerin sokak manzarasını izleyerek dinlenmeleri için tasarlanmış bu bölümler. Günümüzün teknolojisiyle yapılan mekânda yeni malzemeler kullanılırken yer yer antikacılardan toplanan eşyalara da yer verilmiş. Bu da eski ve yeniyi karıştırmanın keyfini yaşatıyor mekânlarda dolaştıkça. Çukurcuma’dan, Ayvalık’tan, Feriköy Antika Pazarı’ndan toplanan Maria Theresa stili duvar aplikleri, eski varak aynalar, fırfırlı küpler, el işi cam vazolar, üzüm sepetleri, antik Thonet sandalyeler, çanak vazolar, el yapımı zeytinyağı şişeleri dekor olarak kullanılan nadide parçalar arasında. Girişte kullanılan Milas mermerleri, Yin and Yang döşeme tarzıyla ortama oldukça zengin bir görüntü katmakla beraber enerji akışını düzenleyen Feng Shui felsefesine de uygun olması açısından tercih edilmiş. Yüksek ahşap tavanlı ve çatı pencereli giriş alanı, günün her saatinde ışığın içeri süzülmesine olanak sağlıyor.
