Ana SayfaDekorasyonMonlab Design'dan Eklektik Kurgular

Monlab Design’dan Eklektik Kurgular

Monlab Design’ın Kurucusu Mimar Damla Berberoğlu, yakın arkadaşı Sanatçı ve Avukat Gizem Karpuzoğlu’nun ailesi ile birlikte yaşadığı Göktürk’teki müstakil evinin mekânsal düzenlemesini dostluklarının getirdiği güvene, huzura ve karşılıklı anlayışa dayanarak gerçekleştirmiş. Evin sanat dolu, zarif ve konforlu dekorasyonu ikilinin zevkli stilini yansıtıyor.

Karlı bir kış gününde konuk olduğumuz dört katlı ev, göl kenarındaki konumu ve bahçesi ile huzurlu bir sığınak gibi. Konak modelinde inşa edilen yapı, yaklaşık 320 metrekare iç alana sahip. Gizem ve Selçuk Karpuzoğlu çifti bu eve taşınmaya karar verdiklerinde dış duvarlar kalacak şekilde içerisi tamamen kırılmış ve ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden kurgulanmış. Evin altyapısını Y. Mimar Barbaros İncesu üstlenmiş. Mimar Damla Berberoğlu ise ev sahibi ile birlikte, onun istek, ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda evin yaşam alanlarını oluşturmuş. “Ev sahipleri Gizem ve Selçuk ile uzun süredir arkadaşız. Ailece görüştüğümüz bir ilişkimiz var. Onların burada yaşamayı seçmesinin en önemli nedeni kızları Defne ile doğada daha çok vakit geçirmekti. Özellikle göl kenarında kaz ve ördekleri beslemek en sevilen rutinlerinden. Gerçek bir ormana komşu olması ev sahibini en mutlu eden özellik” diyor Damla Berberoğlu. Ev sahibi Gizem Karpuzoğlu, “Neredeyse her gün iş çıkışı kızımızı da dâhil edebildiğimiz bisiklete binme ve yürüyüş yapabilme imkânı burada yaşamayı sonsuz keyifli hale getirdi” diyerek tamamlıyor mimarı. Evin mobilya, aydınlatma, halı, perde, kumaş gibi seçimlerinde beraber ilerlemişler. Uzun yıllardır birbirlerini çok yakından tanıdıkları için süreç çok keyifli geçmiş. “Bu sayede dışarı çıkmaya imtina ettiğimiz bu günlerde sık sık görüşmemiz için de imkân yaratmış olduk. Eve ilişkin detayları beraber oluşturduk. Tanışıyor olmak, genel stil ve evin yarattığı havanın nasıl olacağını önden bilme gibi bir durumu da sağladığından, hızlı ve kararlı ilerleyebildik” diyor mimar.

Evin giriş katı, içinde açık mutfağı olan ve bahçeye açılan kapısı ile hem yaşam hem de yemek alanı olarak planlanmış. Oturma ve yemek bölümlerinden oluşan mutfak, evin en çok vakit geçirilen alanı.

Mutfak mobilyaları Lineadecor’dan seçilmiş. “Mutfağı mutfak firması yapmalı düşüncesindeyim. Tadilat süreçleri zorlu olabiliyor. Bu yüzden özellikle çok parçalı işleri tek yerden halletmeyi tercih ediyorum. Bir önce oturduğum evin mutfakları da Lineadecor’du ve uzun yıllardır kullanılmasına rağmen kusursuz işliyordu. Bu nedenle bu evimde de Lineadecor’u tercih ettim. Firmanın mimari hizmeti çerçevesinde de isteğimizi aynen uygulayabildik. L formlu mutfağımızın orta kısmındaki ada ünitesi ise neredeyse yemek masamıza gerek kalmayacak kadar yeterli boyutta. Ada ünitesinin oturulan kısmını içeriden başlatmak, ada mutfak dolap kapaklarını cam yapıp alanı ferah göstermek, tezgâh mermerini açık renkli, dolapları da koyu renkli yapıp kontrast yaratmak gibi tüm kararlarımızda Lineadecor bizi son derece doğru yönlendirdi. Bunun yanı sıra en önemli olduğunu düşündüğüm ocak-davlumbaz-fırın yerleşimi için de bu ürünleri onlardan almamamıza rağmen büyük titizlikle çalışıp, yerleşimi en doğru şekilde yapmamızı sağladılar. Detaylarda da, kayarak çıkan dolap içleri, çatal-bıçaklıkların genişliği, tencere derinliği gerektiren çekmecelerin yerleşimi ve tüm bunların simetrisi de istediğimiz gibi oldu. En önemlisi de tüm bu sürecin sonunda, öngörülen süre içinde montaj da gerçekleştirildi. En çok vakit geçirdiğimiz bu alan hem kullanımı çok pratik hem de baktıkça içimizi açan bir alan olduğu için şanslıyız” diyerek keyifle anlatıyor mutfağın tasarım sürecini ev sahibi.

Sade ve net hatlara sahip olduğu için davlumbaz, ocak ve fırında tercih Smeg’in çelik renkli Victoria serisinden yana olmuş. Az göstergeli sade fırın tasarımı ve endüstriyel görünüme sahip davlumbaz, canlı kırmızı Smeg blender ve kettle gibi küçük ev aletleriyle dengeli bir birliktelik oluşturuyor. Yemek masası açık mutfağın hemen karşısına yerleştirilmiş.

Oturma alanı ve kitaplık ise göl manzarasına sahip bahçeye yakın konumuyla doğa ile iç içe huzurlu bir atmosfer sunuyor. Evin birinci katı, kışın yakılan şöminenin başrolde olduğu bir oturma alanı, TV köşesi ve bu katta iken faydalanmak üzere tasarlanan kitchenette’in yer aldığı geniş salondan oluşuyor. Salonun bir cephesi yine göl manzarasına hâkim. İkinci kat yatak odalarına ve banyolara ayrılmış. Çatı katı kendine ait tuvaleti ve depolama alanı ile ev sahibinin hem avukatlık hem de resim işlerini yürüttüğü atölye/ofisi. Bu evin tek bir stili yok ama her şey organik bir şekilde birbirini tamamlıyor. Çocuk odası ve oyun odasında İskandinav çizgileri göze çarparken salonun modern ve rustik çizgiler arasında adeta degrade bir geçiş yapan eklektik bir havası var.

“Tek bir stile sahip olduğunu söyleyemem, ev sahiplerinin zevkini yansıtacak detaylara önem verdiğimiz bu ev bohem, eklektik ve modern hatlara sahip. Ayrıca ev sahibinin sanata olan tutkusu ile bütünleşince enerjik ve dinamik bir hava ortaya çıkmış oldu” diyor Mimar Damla Berberoğlu. Sanat eserleri evin özgün stilinin en önemli unsurları. Ev sahibi, farklı sanatçıların eserlerini yaşam alanına dâhil etmeyi seviyor. Evin duvar renklerinde tercih Jotun’dan yana olmuş. Parkeler Lantana’dan alınmış.

Hazırlayan: Çiğdem Hasanoğlu

Fotoğraf: Erhan Tarlığ

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR