Çalışmanın keyif ve ayrıcalığa dönüştüğü, pırıltılı bir mekândayız. Zorlu Center AVM’de bulunan Sırmaison’da, Feryal Gülman ve markanın ortaklarından Şirin Yalçın ile birlikte Gülman’ın sofrasında yer vereceği ürünleri inceliyoruz. Birbirinden şık takımlar ve aksesuarların yer aldığı mağazada, onlarca çeşit arasından hangi birine bakacağımızı şaşırıyor, hepsini ayrı ayrı göz hapsine alıyoruz. Gülman, seçim aşamasında ilk olarak tabaklara yöneliyor ve son derece modern, canlı renklerden oluşan bir koleksiyonda karar kılıyor. Ona uygun bardak ve çatal bıçakları belirlemesinin ardından sıra aksesuarlara geliyor ve sonbahar renklerine olan özleminden dolayı amber ve yeşilin tonlarındaki heykelcikleri gözüne kestiriyor. Zihninde kurguladığı masa düzeninde her şeyi çabucak yerli yerine oturtmuş olacak, seçim faslı tamamlanıyor ve Gülman ile Yalçın, markanın oluşum sürecinden bünyesinde barındırdığı ürünlere, farklı sofra konseptlerinden evlilik listesine uzanan kapsamlı bir söyleşiye oturuyor. Çok değil, 24 saatten az bir süre sonra, Four Seasons Hotel Bosphorus’un Atik Paşa Terası’nda bu defa Sırmaison’un bir diğer ortağı Rosella Karabacak ile buluşuyor ve sofrayı kurmaya girişiyoruz. Ortaya çıkan manzara hayalimdekinden de güzel: turuncu ile dorenin iç içe geçtiği modern yemek takımı ile ayna parçalarının üzerine konumlanmış klasik gümüş aksesuarlar ve rengârenk kristal heykelcikler bir araya gelerek eklektik tarzın en yaratıcı örneklerinden birini oluşturuyor, masanın çeşitli noktalarına yerleştirilen sarı orkideler harika görüntüyü taçlandırıyor. Fondaki tarihi çeşme ise, bu çarpıcı sonbahar sofrasının zamansızlığına atıfta bulunuyor adeta. Gülman Karabacak’a markanın ürün gamı ve fiyat aralığına yönelik sorularını yöneltirken ben, kulağımda hala Şirin Yalçın’ın “insan masasını süslerken kendi küçük sanatını yaratıyor” sözleri, hayranlıkla önümdeki muhteşem tabloyu seyrediyorum. Bu renkli karelerin sanatçı ruhunuzu harekete geçirmesi dileğiyle!
[imagebrowser id=1693]
