Berlin’de yaşayan sanatçı Esra Gülmen’in merakla beklediğimiz yeni sergisi “Don’t Play With My Emotions” 19 Nisan – 28 Mayıs tarihleri arasında Galeri Pilevneli’de ziyaretçilere açılacak. Sanatçı ile öncesinde buluşarak, öğrencilik yıllarını, Ogilvy deneyimini, ilk sergisinde yaşadığı heyecanı ve son çalışmalarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Çocukluğundan beri sanat yapmayı bir terapi olarak gören Esra Gülmen, işleriyle bizi de bir anlamda kolektif terapiye çağırıyor; hepimizin binlerce kez duyduğu bir cümleyi veya yaşadığı bir durumu zihnimizde ötelediğimiz yerlerden çıkarıp, kaçamayacağımız netlikte önümüze sererek yüzleşmemizi sağlıyor. Bu ilk fark etme anı korkutmuyor, hatta gülümsetiyor. Ancak bir süre sonra, rahatlık hissi kaybolup düşüncelerimizle baş başa kalıyoruz. Üniversitede Resim ya da Grafik Tasarım bölümlerinde okumak istemesine rağmen, içinde ‘mimarlık’ var diye ailesini ikna etmesi daha kolay olur düşüncesiyle Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü’nü tercih eden Gülmen, bugün, “İyi ki o bölümde okumuşum. Bana disiplin ve üç boyutlu düşünebilme gibi şimdi çok işime yarayan bir temel verdi,” diye ekliyor. Mezun olduktan sonra da, araştırma görevlisi olarak dersler vermeye başlıyor. Üniversitede geçirdiği bu yılların ne istediğini anlamasına yardımcı olduğunu belirten sanatçı, 2012 yılında Almanya’ya taşınarak reklam ajansı Ogilvy Frankfurt’un sanat yönetmeni ve tasarımcılığını üstleniyor. Ardından Hollanda’ya geçerek iki yıl da Ogilvy’nin Amsterdam’daki ofisinde görev alıyor. Beş yıl önce ise Berlin’e yerleşerek, bir dönem reklam ajansı Heimat’ın tasarım bölümünün yöneticiliğini üstlendikten sonra, bu çok sevdiği şehirde kendini tamamen sanat çalışmalarına adıyor. “Tasarım eğitimi almış ve uzun yıllar reklam sektöründe çalışmış olmamın, daha fikir odaklı ve kavramsal işler yapmamda etkili olduğunu düşünüyorum,” sözleriyle bu ilk dönemin eserlerine olan yansımasını özetliyor. İlk kişisel sergisini ise Amsterdam’da sokak sanatçılarının işlerini sergileyen bir barda gerçekleştiriyor. Yeni dijital dünya, içinde bulunduğu kreatif ortam ve onun sancıları etrafında şekillenen 13 serigrafi baskının yer aldığı serginin adı da “13”. O günkü heyecanını bugün gibi hatırlayan Gülmen, “Don’t Play With My Emotions” adlı son sergisi için de aynı heyecanı yaşadığını anlatıyor; “Çok zor bir şey, merhaba bunlar benim işlerim, bakın demek. Bu anksiyete durumu sergi öncesinde bende hep oluyor. Onunla nasıl başa çıkabileceğimi yavaş yavaş öğreneceğimi umuyorum”.
Esra Gülmen, yeni sergisine verdiği “Duygularımla Oynama” adının, aslında kendi duygularıyla oynamasına bir gönderme olduğunu belirtiyor; “Sergide tuval, kâğıt, müzik enstrümanı ya da başka günlük objeler aracılığıyla ve tekniği bir oyun alanımmış gibi kullanarak, farklı mecralarda ama hep kurcaladığım konulardan beslenen, genellikle insan psikolojisi ve duygular etrafında dönen çalışmalarım olacak. Aynı isimde interaktif bir iş de yer alacak. Nasıl bir etkileşim olacağını düşünmek beni çok heyecanlandırıyor”. 19 Nisan – 28 Mayıs tarihinde gezilebilecek olan serginin hazırlıkları sürerken, bundan sonrası için hayallerini soruyorum; “Public art! İstanbul ve Berlin’de çağdaş bir şehir heykeli yapmak. Neden olmasın?” diyor gülerek.
Hazırlayan: Işıl Karahanoğlu
Fotoğraf: Fırat Gürgen