LOCUS architecture+design imzalı, Lac Cupidon’un üzerinde yükselen, 3.600 metrekarelik bu ev, dört dönümlük yoğun ormanlık bir arazi üzerinde, kayalık bir çıkıntının en yüksek noktasına yerleştirilmiş. Üst katı koyu tonlarda bir hacimle dikkat çekerken, alt katı ham betondan bir kaide üzerinde yükseliyor. Geniş cam cepheler ve tamamen camdan yapılmış oturma odası ile kütüphane bölümleri, evi çevreleyen göl ve orman manzarasına doğru uzanıyor.
Cam cephelerin çerçevesiz yapısı, dış mekân ile iç mekân arasındaki sınırları ortadan kaldırıyor. Oturma odasının pencereleri, tavanın üzerine ve zeminin altına kadar uzanarak adeta doğayla bir bütün oluşturuyor.
Ev, merkezi bir portal ve iç merdiven ile ikiye ayrılmış. Bu bölünme, yaşam alanları ile yatak odaları arasındaki sınırları net bir şekilde belirliyor. Giriş alanı, beton bir merdivenle üst kata yönlendiriyor ve büyük bir cam pencere sayesinde göl manzarası, eve adım atar atmaz sizi karşılıyor. Ana yaşam alanları ise tabandan tavana kadar camla çevrili. Bu özellik, hem çevredeki ağaçların arasında bir kulübede olma hissi veriyor hem de ufuk çizgisine kadar uzanan eşsiz bir manzara sunuyor.
On metre yüksekliğindeki açık tonlu çam kaplı tavan, yaşam alanlarına sıcaklık ve ferahlık katıyor. Yatak odaları, banyolar ve kütüphaneye uzanan geniş bir koridor, iç mekânı hem fonksiyonel hem de akıcı bir şekilde düzenliyor. Kütüphane, ana hacimden dışarı taşarak ormanın tepesinde süzülüyor ve güneş ışığından maksimum şekilde yararlanıyor.
Açık basamaklı cam korkuluklu bir merdiven, evin zemin katına ışığın derinlemesine inmesini sağlıyor. Bu katta bir misafir yatak odası, banyo, büyük bir şömineli aile odası ve açık hava spa alanına geçiş sağlayan alanlar bulunuyor. Aynı zamanda garaj ve hizmet bölümleri de bu katta yer alıyor. Zemin kat, göl manzarasını ve dramatik doğayı, yaşamın her anında hissettiren detaylarla dolu.
Evin inşa sürecinde, çevrenin doğal yapısını korumak öncelikli hedeflerden biri olmuş. İki büyük sulak alan ve yerel vahşi yaşamın kullandığı doğal yollar özenle korunmuş. Evin yerleşimi, yoğun ormanlık alan, arazinin benzersiz topografyası ve su kenarına olan yakınlığı gibi zorluklara rağmen, doğayla uyumlu bir şekilde planlanmış. Bu süreç, hem peyzajla bütünleşen bir tasarım yaratmak hem de ailenin tüm ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla titizlikle yönetilmiş.
Fotoğraf: Yousef Farasat, Maxime Brouillet
