Havuz üst kattaki terasa konumlandırılarak höyüğün dışına çıkıyor gibi görünüyor. Havuzun ve evin alt katın kaplamasında kullanılan büyük yüzeyler ve doğal peyzajdan yükselen duvarlar bütünlük hissini artırırken, mekânda sade ve baskın bir etki yaratıyor. Bu hacimlerde bina genelinde göze çarpan sert yüzeyler mekânda süreklilik ve sonsuzluğu büyük ölçüde hissettiriyor. Çevresel iklim koşulları iç mekâna görsel olduğu kadar işitsel anlamda da katılarak, doğayı her yönden yaşayabilmek amaçlanmış. Muson yağmurlarının yumuşak veya şiddetli sesinin hissedildiği gibi, ışık yoğunluğundaki değişiklikler de yoğun bir şekilde fark edilebiliyor. İç mekân tasarımında baskın olarak minimal tarz tercih edilmiş. Özel tasarım pirinç aydınlatmalarda ve tüm mobilyalarda ahşap malzeme kullanımı dikkat çekiyor. Odalar arasında geçiş sağlayan koridorlarda sürgülü cam doğramalar şeffaf geçirgen ve hafif bir etki yaratıyor. Tüm projede, ilk bakışta taş ocağında bulunan taş katmanlarının çizgilerine benzeyen bir taş malzemenin yekpare biçimde uygulanması, yüksek bir işçilik ve kalite seviyesini gözler önüne seriyor. Doğallık, bütüncül kalite, maliyet, farklı biçimlerdeki kullanılabilirlik ve taşın yıpranmaya dayanımı, bu bölgeyi etkileyen nemli hava koşulları ve şiddetli yağmura karşı en iyi savunma olması nedeniyle, yerel kaynaklı mavi-gri renkli Kotah kireç taşları ağırlıklı olarak kullanılmış.
