Electric Bowery’nin yetenekli tasarım ekibi, Deer Valley’deki bir dağ evini yeniden tasarlayarak klasik Alp Dağ Evi estetiğini Japon Ryokan zarafeti ile harmanladı. Bu proje, doğal malzemelerin ve beklenmedik tasarım unsurlarının incelikli birleşimiyle göz kamaştırıyor.
Ev, yüksek dağ çölünün mevsimler arasında dönüşen renklerini yansıtan doğal bir paletle donatılmış. Her daim yeşil sabuntaşı, sedir kaplı duvarlar, el yapımı Japon seramik karolar ve koyu renkli kireçtaşı zeminler bu sıcak ve davetkar atmosferi yaratıyor. Mutfağı çevreleyen Charlotte Perriand’dan ilham alan kafes işçilik, yemek alanına açılan manzarayı çerçeveleyerek zarif bir geçiş sağlıyor. Vilt aan Zee tasarımı özel sarkıt lambalar, yemek alanına sofistike bir dokunuş katıyor ve el yapımı seramiklerin sergilendiği açık raflarla tamamlanıyor.
Merkezde yer alan yemek banketi, mutfağı ana yaşam alanına bağlarken, tavandan tabana pencereler dışarıdaki muhteşem dağ manzaralarını içeriye davet ediyor. Ana yatak odası, özel duvar kaplamaları, dokuma doğal duvar kaplamaları ve doygun kırmızı kil tavan ile sarılmış olup, dağ manzaralı bir terasa açılıyor. Banyonun kalbinde yer alan sedir Japon küveti, sabuntaşı ve arduvaz paleti içinde yer alıyor, pirinç armatürler, ahşap kaplamalar ve özel aynalarla tamamlanıyor.
Çalışma odası, mavi ladin renkli boyanmış pervazlar ve gömme kitap rafları ile canlandırılmış, geleneksel İsviçre yerel mimarisine eğlenceli bir yorum getiriyor. Bu alan aynı zamanda yerleşik divan yatakları ve bitişikteki banyoda yer alan çok renkli mozaik karolar ile misafir süiti olarak da hizmet veriyor.
Deer Valley evinin estetiği, klasik İsviçre ve Avusturya kayak dağ evlerinden ilham alırken, Japon ryokan zarafetiyle yeniden yorumlanmış. Bu yenilikçi proje, dağ evlerine modern bir bakış açısı getirerek, geleneksel ve çağdaş tasarımın mükemmel bir birleşimini sunuyor.
Fotoğraf: electricbowery.com