Los Angeles’ın Culver City bölgesine birkaç dakika uzaklıkta, sanat ve teknoloji dünyasının kalbinin attığı bir noktada yer alan Wrightcrest Evi, Electric Bowery’nin dokunuşuyla tamamen yenilendi. Blair Hills’in tepelerinde konumlanan bu tek katlı modern çiftlik evi, Los Angeles’ın eşsiz siluetine bakan panoramik manzarası ve yemyeşil peyzajıyla dikkat çekiyor.
Ev sahipleri, yaratıcı endüstride ve teknoloji start-up dünyasında öne çıkan isimler olmalarının yanı sıra tutkulu sanat koleksiyoncuları. Bu nedenle iç mekân tasarımında sanatı ve ışığı ön plana çıkaran bir anlayış benimsendi. Daha önce koyu ve bölümlere ayrılmış bir yerleşime sahip olan ev, açık ve ferah bir plana dönüştürülerek gün ışığını içeri maksimum düzeyde alan bir forma kavuştu.
Mimari tasarım sürecinde mekânın özgün detayları korunarak, iç mekânları daha sıcak ve aydınlık hale getirmek hedeflendi. Açık ceviz ahşap tavanlar, mekâna doğal bir sıcaklık katarken, cilalanmış gri beton zeminler modern ve sofistike bir dokunuş sundu. Evde yapılan en büyük değişimlerden biri ise geniş pencereler oldu. Yeni pencereler, evin orijinal mimari yapısını koruyarak dış mekânla güçlü bir bağ kurmasını sağladı.
Mid-century modern tarzına tamamen sadık kalmak yerine, iç mekânda daha zamansız ve davetkar bir tasarım anlayışı benimsendi. Özenle seçilmiş el işçiliği detaylara sahip mobilyalar ve ahşap işçiliği, mekâna karakter kazandırırken aydınlatma tasarımı ise çağdaş dokunuşlarla modernize edildi.
Wrightcrest Evi’nde sanat ve aydınlatma birbirini tamamlayan iki önemli unsur olarak öne çıkıyor. Lindsey Adelman, Apparatus ve Rich Brilliant Willing gibi önde gelen tasarımcıların aydınlatma çözümleri, mekânda birer sanat eseri gibi sergilendi. Tavan lambaları ve heykelsi avizeler, sanat koleksiyonunun bir parçasıymış hissi uyandırarak mekâna hem estetik hem de fonksiyonel bir değer kattı.
Aydınlık ve modern renk paleti sayesinde yaşam alanları, Los Angeles’ın güneşli atmosferiyle bütünleşen bir sanat galerisine dönüştü. Açık tonlardaki iç mekân, gün ışığını maksimum seviyede içeri alırken, evin havuz terasına açılan geniş cam kapıları ile iç ve dış alan arasındaki sınırlar silikleşti.
Wrightcrest Evi, iç mekândaki zarif detayları ve doğal ışık kullanımını geniş dış mekân olanaklarıyla birleştirerek hem huzurlu bir kaçış noktası hem de bir yaşam galerisi oluşturuyor. Havuz terasına açılan akışkan planı, Los Angeles manzarasına bakan geniş oturma alanlarıyla desteklenirken, evin her köşesi sade ama etkileyici bir estetik anlayışına sahip.
Electric Bowery, hem geçmişin dokusunu koruyan hem de modern sanatın dinamik ruhunu yansıtan bir tasarım diliyle Wrightcrest Evi’ni çağdaş bir sanat evi haline dönüştürdü. Sanat, ışık ve doğanın birleşimi, bu evi sadece bir yaşam alanı değil, kişisel zevkin ve estetik anlayışın bir yansıması haline getirdi.
Fotoğraf: Laure Joliet
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>Sadeliğin Şekillendirdiği Bir Yaşam Alanı
İlgili Yazılar:
Mimar Emel Balcı Tarafından Tasarlanan Villa
