Studio Cave tarafından tasarlanan konforlu ve şık iç mekân kurguları, Göztepe’deki apartman dairesini özgün bir ilham kaynağına dönüştürüyor.
Hazırlayan: ÇİĞDEM HASANOĞLU
Fotoğraf: SİNAN ÇIRAK
Bağdat Caddesi’ne son derece yakın bir konumda, yeni inşa edilmiş bir yapıda yer alan bu apartman dairesinin ilk bakışta yaşattığı his, kucaklayıcı bir zarafet. Mekâna özel olarak üretilmiş doğal tonlara sahip modern mobilyalar, yaşam alanının şık stilinin en önemli belirleyicileri olarak öne çıkıyorlar. Evin tasarımında Sezer Gezer ve Berksu Uçarlı tarafından 2020 yılında kurulan Studio Cave imzası var. Bulunduğu katın tek dairesi olan bu ev, 2 oda ve 1 salondan oluşuyor.
Kapıdan girdiğinizde sizi karşılayan antreden sonra, daha önceki planda kapıyla ayrılan fakat uygulama sırasında açık bir mekân olması adına kapısı kaldırılan salon beliriyor. Koridorun geri kalanında ise sırasıyla mutfak, giyinme odası, banyo ve yatak odası bulunuyor. Ev sahibi Nilüfer Uraylı Çelebi’nin iç mimar Berksu Uçarlı ile TED Koleji’nden arkadaş olduklarını öğreniyoruz sohbet esnasında: “Daha öncesinde gerçekleştirdiğimiz projelerin tarz ve kalitesini göz önünde bulundurarak evlerini bizim tasarlamamızı rica ettiler,” diye anlatmaya başlıyor Studio Cave kurucuları. Ev sahibi çift, Göztepe’yi İstanbul’un diğer semtlerine göre biraz daha merkezi, sakin ve yeşil bulduğu için bu lokasyonda yaşamayı tercih etmiş ve tasarım konusunda çok müdahil olmayarak mimarlık ofisine güvenmişler.
Beklentileri yalnızca gri ve monokrom renkler tercih edilirken, fazla maskülen bir tasarım olmaması ve yaşam alanının estetik dozu yüksek bir mekân kurgusuna sahip olmasının yanında konforlu da olmasıymış. Bu isteklerini karşılayabilmek için öncelikle salonda ihtiyaca göre büyüyebilen şık ve modüler bir oturma alanı yaratılmış. Ev sahipleri, teknolojiye meraklı olduğu için, teknolojik aletlere yer verecek şekilde, televizyon ünitesinin de bu konforu desteklemesine özen gösterilmiş. Gezer ve Uçarlı, evin tarzını modern-şık olarak tanımlıyor ve ekliyorlar: “Yapaylıktan kaçınmaya özen gösterdik. Tasarımı oluşturma süreci çok hızlı gelişti. Bizim kafamızdaki tasarımla ev sahiplerinin istekleri arasında zıtlıklar yoktu, kolayca ortak paydada buluşabildik. Evin planında değişiklikler yapmadan mekânı farklılaştırdık. Uygulama sürecinde müşteriyle hemfikir olarak ilerledik. Her iş kalemi için farklı malzeme ve firmalarla ortak çalışmalar yürüttük. Tasarım projesi 2 hafta kadar kısa bir sürede tamamlandı. İmalat ve uygulama süreci ise 4 hafta kadar sürdü.”
Evin tüm elektrik tesisatı elden geçirilerek yenilenmiş ve tasarımın gerektirdiği ölçüde mekânlara bölgesel aydınlatmalar eklenmiş. Doğal malzemelerin farklı tonları yan yana getirilerek dengeli bir tasarım dili yaratılmış. Renk paletinde de benzer tavır öne çıkıyor. Aynı mekânda yer alan farklı elemanların renklerinde ton sür ton veya daha zıt tonlar kullanılarak kusursuz bir görünüm yakalanmış. Mobilyaların formlarında da denge ön planda. Salondaki sert görünüme sahip köşeli konsol, orta sehpa ve TV ünitesi, yuvarlak hatlardaki yemek masası, yumuşak his yaratan kanepe ve yün kumaş döşenmiş berjer ile kombinlenmiş.
Yatak odasında, pastel bir palet tercih edilerek evin genel atmosferinden daha da sıcak bir mekân oluşturulmuş. Komodinlerin üzerindeki mermer desenli tablalar diğer mekânlara gönderme yapıyor. Oda son derece aydınlık. Giysi dolabının yatak odasından farklı bir mekânda olması gerektiği düşünülerek, giysi dolabının konumlandırılacağı yere çizgisel, asma bir konsol tasarlanmış. Üzerine tavan ve konsola da taşınan, yatak yanı aydınlatmalarla aynı renkte, hem aksesuar hem de makyaj aynası olarak kullanılabilecek bir ayna yerleştirilmiş. Evin genelinde mekânın dokusuna uyumlu olması için tüm teknolojik ürünler mümkün olduğunca tasarıma dahil edilmiş veya gizlenmiş. Örneğin sıcak cappuccino rengi dolabın tercih edildiği banyoda çamaşır makinesinin gizlendiğini görüyoruz.