Bu sayfalarda bol kırmızı, ahşap, özgün bir estetik ve keyifli mekânlar bulacaksınız. Tüm bunların sorumlusu ise iç mimar Nihat Sinan Erül. İmzasını attığı mekânlar arasında gezinirken aldığımız keyfe gelin sizi de ortak edelim.
Boşuna değil “Benim adım kırmızı!” başlığı… Projelerinde sık sık yer verdiği için “kırmızı seven mimar” olarak anılıyor Nihat Sinan Erül. Ahşap kullanmayı da en az kırmızı rengi sevdiği kadar seviyor. Kişisel olarak neon takıntısı var. 1974’te İstanbul’da başlayan hikâyesini, Şişli Terakki Lisesi ve Bilkent Üniversitesi İç Mimari ve Çevre Tasarımı eğitimleriyle taçlandıran Erül, üniversite yıllarında Ahmet İğdirligil, Şans Mimarlık Bodrum, Ertem Ertunga, Ertunga Mimarlık İstanbul ve Hasan Mingü, Midek/Mingü İstanbul ofislerinde çalışmış, profesyonel hayata ise Midek/Mingü ile geçiş yapmış. Burada geçirdiği üç senenin ardından Mahmut Anlar, Geomim Mimarlık çatısı altında yönetici-tasarımcı olarak, Wanna, Anjelique, W Hotel, Mikla gibi projelerde bulunmuş. Nihayet 2007 yılında da artık kendi işinin başına geçmek istemiş ve erul.design İstanbul’u kurmuş. İşini mekân tasarlamak, felsefesini ise özgün ruhu olan işleri uygun zamanda uygun bütçelerle tasarlamak şeklinde özetleyebiliriz. Zuma, New Balance, Sony, Kitchenette, GiGi, Nars gibi önemli projelere imza atmış, her gün yenileri için çalışmaya devam ediyor. Bizimle paylaştığı projeler Kanyon Gigi, bir Çengelköy ve bir de Etiler evi. Her birinde geçirdiğimiz vakit, içeriye adım atmamızdan kısa bir süre sonra keyfe dönüşüyor. Çünkü hepsi kendi içerisinde farklı fonksiyonlara ve stillere sahip olsa da ortak bir imzanın ve gözün izlerini taşıyorlar: Modern bir estetik ve kararlı seçimler. Her ne kadar her projesinde şekil değiştirip uyum sağlıyor olsa da baskın bir izi var Erül’ün. Aynalar, masif ahşap, kırmızı ve neonlar mimarın izini sürmenize yardımcı oluyor. Gigi, İstanbul’da Fransız havası estiriyor, sanat galerisi havasıyla iç gıcıklıyor. İnsanı mutlu eden, kırmızının enerjisini veren bir mekan burası. Boyut ve ışıltı katmak için her yerde aynalar var. Etiler’deki koyu ahşap tonlarıyla şık bir aile evi. Konformist olduğu kadar estetik ve hatta yine ahşabın mükemmelliyetçi kullanımıyla Sinan Erül imzasını fazlasıyla taşıyor. Koyu ve açık tonlar arasındaki geçişler, biraz eski biraz yeni stillerin karışımı dikkat çekici. Çengelköy evi ise Erül imzası taşıyan Amerikan barı ve oturma bölümüyle keyfine düşkün bir ailenin ev içinde bir kaçış noktası adeta. Kırmızı neon yazısıyla Amerikan bar bu bölümün başrolünü kapmış, okuma bölümü ise bar bölümüne kıyasla daha açık tonlarda Çengelköy’ün tepelerinden İstanbul’un tüm hikayesini izliyor…
Hazırlayan Seda TÜREN Fotoğraf Merve HASMAN
[imagebrowser id=1102]