Ege’nin dingin sularıyla çevrili, rüzgarın serinliğini taşıyan taş duvarlar arasında bir yaz evi… ARP – Architecture Research Practice imzalı “Agia Kyriaki Beachhouse”, 1980’lerde inşa edilen mütevazı bir sahil evini, bir yazarın ilham dolu kaçış noktasına dönüştürüyor. Hem doğal hem de kültürel peyzajla kurduğu bu zarif bağ, onu adanın ruhunu yansıtan özel bir mekân yapıyor.
Evin hikâyesi, ada mimarisine duyulan saygıyla başlıyor. Agia Kyriaki kilisesinin hemen yanında konumlanan yapı, arkeolojik öneme sahip bu bölge nedeniyle yeniden inşa edilemiyor. Bu durum, ARP ekibini mevcut strüktürü olduğu gibi koruyarak çağdaş bir yaşam alanına dönüştürmeye yönlendiriyor. Yapının hatları dokunulmadan bırakılırken, içeride hem geleneksel malzemeler hem de zamansız bir sadelik ön planda tutuluyor.
İç mekânda kullanılan seramik karolar, hem 20. yüzyılın son çeyreğinde bölgeye hâkim olan mimari dili hem de kazılar sırasında gün yüzüne çıkan seramik parçaları hatırlatıyor. Mutfakta ve banyolarda tercih edilen Naksos mermeri ise adalar arası bağın zarif bir göstergesi. Doğal dokularla bezenmiş yüzeyler, evin atmosferine sade ama etkileyici bir zarafet katıyor.
Planlama anlamında ev oldukça yalın. Plajın hemen kenarına yerleştirilmiş üç hacimden oluşuyor: mutfak, iki yatak odası ve toplam üç banyodan oluşan bu alanlar, hayatın yavaş aktığı yaz günlerinde işlevsel bir düzende kurgulanıyor. Fransız tarzı beyaz kepenklerle çevrelenen yarı açık yaşam alanı ise tüm evin kalbi. Gündüz güneşten kaçmak, deniz sonrası soluklanmak ve akşam sofralarını paylaşmak için mükemmel bir zemin sunuyor.
ARP – Architecture Research Practice, bu projede sadece bir yenileme gerçekleştirmiyor; aynı zamanda mekânın duygusal belleğini yeniden yazıyor. Basitlikten doğan estetik, modern ihtiyaçlara cevap verirken geleneksel ruhu da yaşatıyor. Bahçede oluşturulan sebze alanı ve yaz akşamlarının neşesi hâline gelen futbol sahası, evin sosyal ve paylaşımcı doğasını pekiştiriyor.
Agia Kyriaki Beachhouse, yeniye ihtiyaç duymadan, var olanın özüne dönerek çağdaş bir yaşam alanı yaratmanın en güzel örneklerinden biri. Minimal dokunuşlarla sadeleşen ve doğaya saygılı bir yaşamı benimseyen bu yaz evi, Antiparos’un kadim güzelliğine yakışır bir sadelik ve zarafetle yeniden hayat buluyor.
Fotoğraf: Giulio Ghirardi
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>> Kentsel Hayatla Bütünleşen Zarif Bir Dönüşüm: Summerhill Ailesi’nin Yeni Başlangıcı
İlgili Yazılar:
Doğa ile Bütünleşen Mimari: Nine X Nine Evi
Doğa ile Mükemmel Uyum İçinde Bir Yaşam Alanı: Les Pavillons du Lac
California Zarafeti: Wrightcrest Evi’nin Aydınlık ve Sanatsal Dönüşümü
