Paris’in zarif ruhunu yansıtan Saint-Germain-des-Prés, yeniden hayat buluyor. Baştan sona yenilenen Le Grand Hôtel Cayré, çağdaş dokunuşlarla geçmişin ihtişamını bir araya getiriyor. Ünlü İngiliz mimar Michaelis Boyd’un vizyonuyla yeniden tasarlanan otel, zarafeti ve entelektüel mirasıyla konuklarını büyülemeye hazır.
Saint-Germain’in Efsanevi Geçmişine Bir Yolculuk
Raspail Bulvarı üzerinde, Paris’in ritmine eşlik eden hareketli atmosferin tam ortasında yer alan Le Grand Hôtel Cayré, zarif taş cephesiyle zamana meydan okuyor. 1915 yılında Achille Champy’nin ustalığıyla inşa edilen bu ikonik yapı, 1920’den itibaren Saint-Germain’in seçkin entelektüellerine, sanatçılarına ve yazarlarına ev sahipliği yaptı.
Tarihi boyunca edebiyatçılardan sanatçılara, entelektüellerden müzikseverlere kadar pek çok farklı misafiri ağırlayan otel, 20. yüzyılın hem Çılgın Yıllar’ına hem de varoluşçu dönemine şahitlik etti. Bu efsanevi geçmiş, bugün modern bir yorumla yeniden hayat buluyor.
Zamansız Bir Deneyim
Le Grand Hôtel Cayré’nin kapısından adım atar atmaz, başka bir zaman dilimine yolculuk başlıyor. Her köşesi özenle tasarlanmış otel, zarif detaylarla dolu atmosferiyle misafirlerine tam anlamıyla bir sığınak sunuyor. Michaelis Boyd’un imzasını taşıyan bu yenilenme, otelin köklü tarihini çağdaş detaylarla buluşturuyor.
Ahşap mobilyalar, püsküllü lambalar ve Art Deco çizgiler, Boris Vian ve Simone de Beauvoir gibi isimlerin eserleriyle tamamlanıyor. Her bir detay, Saint-Germain’in geçmişini günümüze taşıyan bir hikâye anlatıyor. Otelin en dikkat çeken alanlarından biri olan La Suite du Collectionneur, Eyfel Kulesi manzarasıyla konuklarına eşsiz bir deneyim vadediyor. 7. katta yer alan bu özel süit, tasarım ve sanat tarihine bir övgü niteliğinde.
Gastronomik Bir Mola: Annette Restoran ve Officine Bac Bar
Le Grand Hôtel Cayré sadece bir konaklama deneyimi değil, aynı zamanda bir lezzet durağı. Annette, ünlü Fransız-Alman yazar Annette Kolb’un anısına açılmış bir restoran. Fransız bistro mutfağının seçkin örneklerini sunan restoran, Alain Ducasse’ın eski şefi Bruno Brangea’nın ellerinde hayat buluyor.
Akşamları biraz nostaljiye karışmak isteyenler için otelin speakeasy tarzındaki barı Officine Bac, Çılgın Yıllar’ın bohem ruhunu yeniden yaşatıyor. Botanik dokunuşlarla hazırlanan kokteylleri ve gizemli atmosferiyle bu bar, bir Saint-Germain gecesini tamamlamak için ideal bir durak.
Le Grand Hôtel Cayré, tarihi ve moderni kusursuz bir dengede buluşturuyor. Her detayında bir hikâye saklayan bu eşsiz otel, sadece konaklamak için değil, geçmişin izlerini sürmek ve bugünü yavaşça yaşamak için de bir davet. Paris’e giden yol Saint-Germain’den geçiyorsa, bu yolculuk Le Grand Hôtel Cayré’de unutulmaz bir hal alıyor.
Fotoğraf: James McDonald