Toronto’nun göz alıcı manzarası içinde, Dove adı verilen bu özel proje, doğayla iç içe bir yaşam sunuyor. 5.000 metrekarelik, L şeklindeki ev, birbirine bağlı pavyonlardan oluşuyor. Bu yapı, en yüksek noktasında geniş bir yemek alanıyla başlayıp, alçak ve samimi bir oturma alanına geçiş yapıyor. Her oda, bağımsız bir şekilde konumlandırılmış ve çeşitli iç yollarla birbirine bağlanmış; bu sayede her ana mekân, kendi içinde bir varış noktası haline geliyor. Dove’da dolaşırken, Ontario’nun ormanlarında ve çayırlarında bir yürüyüş yapıyormuş gibi hissetmeniz amaçlanmış. Evin kalbi, yekpare beton gövdeler içinde sırt sırta yerleştirilmiş şömineler etrafında şekilleniyor. Doğal ışık, duvarlara yansıyarak ve yüzeylerden süzülerek mekâna hayat veriyor.
Bağlantının ve Doğayla Bütünleşmenin Gücü
Dove, geleneksel bir evden ziyade, manzaranın içine yerleştirilmiş bir dizi pavyon olarak tasarlanmış. Bu pavyonlar, her adımda bir sürprizle karşılaşmanızı sağlıyor. En yüksek noktasında geniş ve görkemli bir yemek alanı, alçak ve sıcak bir oturma alanına geçiş yaparken, her mekân bağımsız olarak konumlandırılmış ve iç yollarla bağlanmıştır. Bu yollar, her ana odanın birer destinasyon haline gelmesini sağlıyor ve mekanlar arasındaki yolları en az odaların kendisi kadar önemli kılıyor.
Doğayla İyileşme: “Orman Banyosu”
Dove’da dolaşma deneyimi, Ontario’nun ormanları ve çayırlarında bir yürüyüş olarak tasarlanmış. Kütüklerin üzerinden geçerek, düşük gölgeliklerin altından süzülerek, yüksek alanlara tırmanarak, kaya kanyonlarından geçerek ve su akıntılarının yanından ilerleyerek… Tüm bu yollar, alışılmadık ve beklenmedik yerlerden gelen ışıklarla aydınlatılmış. Evin kalbi, ormandaki bir açıklıkta toplanma yeri gibi, yekpare beton gövdeler içinde sırt sırta yerleştirilmiş şömineler etrafında şekilleniyor. Doğal ışık, duvarlara yansıyarak ve yüzeylerden süzülerek mekâna hayat veriyor. Yılın her anı, ışık ve gölge oyunlarının tamamen farklı niteliklerini yaratıyor.
Sürdürülebilirlik ve Biomorfik Tasarım
Dove, sıkça göz ardı edilen bir çevre koruma konseptini benimsiyor. Evin yapısında, toprak kaynaklı ısıtma ve soğutma, elektrik toplama, güneş ışığı yönetimi ve dayanıklı malzemeler, sakinleri doğal çevresiyle anlamlı ve unutulmaz bir şekilde bağlamayı hedefliyor. Ev, yakın ve uzak manzaraları – düşük ön planlar ve ağaç gölgeleri ile göksel olaylar – vurgulamak için açılıp kapanıyor. Doğal ışığın belirli gün ve yıl anlarında dokuları yıkaması, zaman ve mevsimler ilerledikçe farklı hikâyeler anlatıyor. Bağlantılılık hedefi, doğaya karşı kalıcı bir empati ve aidiyet duygusu yaratıyor.
Doğadan İlham Alan Malzemeler
Dove’un her köşesinde, zamanla uyum sağlayacak dayanıklı malzemeler seçilmiş. Ana çatı, iç kısmında beyaz huş ağacı ile kaplanmış ve dış kabuğunda hava koşullarına dayanıklı çelik kullanılarak hafifçe yükseliyor, iç mekânları sıcak bir şekilde kucaklıyor. Dokunsal deneyimi artırmak için güçlü zıtlıklar içeren bir malzeme paleti geliştirilmiş: tezgâh yüzeylerindeki yansıtıcı, cesur desenli yeşil taş ile sıcak meşe zeminler ve marangozluk işleri, beton yüzeylerle bir araya gelerek, betonun şekillendirilmesinde kullanılan pürüzlü ahşap tahtaların izlerini taşıyarak zengin bir dokusal karakter oluşturuyor ve yapımının anısını ifade ediyor.
Tasarım ve Sanatın Bütünleşmesi
Dove, sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda sanat ve tasarımın bir arada bulunduğu bir alan olarak da dikkat çekiyor. Özel aydınlatma armatürleri, el yapımı halılar, gömme mobilyalar, sera ve kapalı yürüyüş yolları, havuz ve peyzaj tasarımları, tüm bu unsurlar uyumlu bir bütün oluşturmak için birlikte çalışıyor.
Dove, şehrin içinde doğayla iç içe, huzurlu ve sürdürülebilir bir yaşam sunan benzersiz bir kır evi deneyimi sunuyor.
Mimarlar/Tasarımcılar: AGATHOM Co Ltd
Proje Yöneticisi: Katja Aga Sachse Thom, Adam James Thom
Tasarım ekibi: Serafima Korovina, Stanley Sun, Joshua Henk, David Stone
Fotoğraf: Steven Evans Photography
