Manzarayı kucaklayan geçirgen dokuların başrolde olduğu rafine bir yaşam alanına davetlisiniz.
İstanbul merkezli mimarlık stüdyosu Acararch tarafından tasarlanan Bodrum’daki EVS evi, doğal tonların hâkimiyetindeki modern ve minimalist stiliyle yaz ruhunu dört mevsim yaşatıyor.
EVS Evi, Bodrum Mesa Demirbükü Sitesi dahilindeki H tipi plan şemasına sahip 2 katlı bir yapı. Üst giriş katında; salon, mutfak ve teras alanlarını içeren deniz manzarasına hâkim bir yaşam alanı yer alıyor. Alt bahçe katında ise 2 yatak odası ve yatak odalarını bahçeye bağlayan bir terasla kendini tamamlıyor. Yazlık bir site içerisinde sert eğimli bir topoğrafyaya oturan müstakil bir konut niteliğindeki evin projesi, Emre Acar ve ekibinden Ezgi Yaman tarafından gerçekleştirilmiş. 2016 yılında Emre Acar tarafından kurulan Acararch imzası taşıyan tasarımlarda mimari, peyzaj ve iç mekân tasarımının ayrılmadığı, bütünleşik ve sınırları zorlayan bir tavır göze çarpıyor.
EVS Evi’nin tasarım detaylarına bakarken bu bütüncül yaklaşımı hemen hissetmek mümkün. Bu evde mimarlık stüdyosu iç mekân ve peyzaj tasarımından sorumluymuş. Ev sahipleri mimarlık ofisinin tasarım diline kendilerini yakın hissettiklerini belirterek, Acararch ile çalışmak için iletişime geçmişler. “Ev sahipleri, kendi arkadaş çevreleri ile aynı yazlık sitedeki yaşam kurguları çerçevesinde bu evde yazları yaşamayı planlamışlardı. Ayrıca sitenin konumunun Bodrum merkeze yakınlığı da bu sitede yaşamak için tercih sebeplerindendi,” diyor Emre Acar projenin detaylarını anlatırken ve ekliyor: “Eğimli bir topoğrafyada konumlanan yapının arka cephesi sağır, yalnızca bir cephesi deniz ve yeşille doğrudan ilişki kuruyor. Bu ilişkiyi doğru kullanmak için tasarım odağımızı o yöne çevirdik. Yapının çevresinde yoğun çam ve zeytin ağaçları mevcut. Alt katında kendi içine dönük bir bahçe alanı var, üst katta deniz manzarasına hâkim bir bakışa olanak sağlıyor. Projeyi aldığımızda çok kısıtlı bir uygulama vaktiyle karşı karşıyaydık. Evin mevcut halinde kullanılan renk paletleri ve tasarım dili, ofisimizin diliyle paralel olduğu için henüz hayata geçmiş bu yapı özelinde en iyi tasarım yönteminin mevcut plana adapte olmak olduğunu düşündük.”
Evin banyo ve mutfak alanlarında bir revizyon gerçekleştirilmedi. Mevcuttaki parke, tavan ve oda kapıları korunarak, iç mekân tasarımı dahilinde sabit mobilyalar ve hareketli mobilyalar projelendirildi. Tasarım aşamasından sonra ise yaklaşık 20 gün içerisinde proje hayata geçirildi ve uygulama tamamlandı.” Ev sahipleri yazlık ev olarak kullandıkları bu ev için, tasarım aşamasında kendi ihtiyaçları hakkında mimarlık ofisine detaylı bilgi vermişler. Tüm süreç boyunca bu gereksinimlere dikkat edilerek hareket edilmiş. Dekorasyon aşamasında hem ev sahiplerinin hem de Acararch’ın benzer bir tasarım diline sahip olması sürecin daha hızlı ve iş birliği içinde ilerlemesini sağlamış.
“Yalın bir biçimde, ev sahiplerinin de isteklerine göre işlevi takip eden bir tasarım ortaya çıktı. Ofisin minimal dilini bu evin iç mekân tasarımına da yansıtarak, hem modern hem de soft renkler kullanılarak bir yazlık ev atmosferine ulaşılmaya çalışıldı,” diyor Emre Acar. İç mekân tasarımına modern, minimalist ve fonksiyonalist bir stil hâkim. Evin sade tasarımının bir nedeninin de mekânların kendi imkânlarını (manzara, geniş hacimler gibi) vurgulamak ve hep önplanda kalmasını sağlamak olduğunu belirtiyor Emre Acar. Bu nedenle terasta kullanılan mobilyaların dahi manzarayı kesmemek adına geçirgen dokuda seçildiğini söylüyor.
Evin içinde barındırdığı en net duyguyu, yeşil ve mavinin kesişiminden ötürü “huzur” olarak tanımlamak mümkün. Mobilyalardaki beyaz ve krem gibi açık tonlar, ahşap kaplamalı yüzeylerdeki kahve ton ile bir arada kullanılarak toprak tonlarında bir yaz evi atmosferi elde edilmesi amaçlanmış. Kaplamalı ahşaplardaki renk tonunda, evin mevcut parke ve kapılarındaki ahşap tonu yakalanacak şekilde cila rengi oluşturularak iç mekânda bir bütünlük hedeflenmiş.
Yatak odalarında, yoğun depolamaya da olanak veren dolap üniteleri, düz beyaz ve kulpsuz kapaklarıyla duvar yüzeylerinin bir parçası gibi ele alınmış. Bu şekilde çok geniş olmayan oda mekânlarında yoğun mobilya hissinin önüne geçilerek, sade ve ferah mekânlar oluşturulması amaçlanmış. Yatak odalarında; dolaplar, yataklar, yatak başları ile mobilyalara entegre edilmiş olan masa ve keson gibi parçalar özel imalat olarak imal edilmiş. Ana yatak odasında, beyaz duvar ünitesi içerisinde renk ve dokusuyla kendini ön plana çıkaran hasır bir yatak başı yüzey, kumaş yatak başı paneliyle birlikte tasarıma entegre edilmiş. Çocuk yatak odasında, ileriki zamanlarda farklı kullanıma olanak verecek şekilde, tekrar organize edilebilen raf sistemleri ve ayrılıp-birleşebilen yatak üniteleri ile esnek bir mobilya tasarımına gidilmiş.
Hazırlayan: Çiğdem Hasanoğlu
Fotoğraf: İbrahim Özbunar