Yeni düzenimizin daha kendimiz odaklı olduğu bir dünyada yolculuğumuz devam ediyor. Yaşam kurgumuzun kalitesini yükseltmek, gün içinde evde geçirdiğimiz her anın daha farkında ve ihtiyaçlarımızın takibinde olmak, yanı terapide olmak yeni yılın da dekorasyon trendi.
Yaşamımızın son iki yılını başka bir tempoda geçiriyoruz. Hatta buna alıştığımızı bile söylemek mümkün. Seyahatleri bol, sosyalleşme rutini daha sık zamanlardan küçük alanlar içinde ölçeklendirdiğimiz daha kısa zamanlara bağlı kalarak çözüme ulaştırdığımız plan ve programlarımız var artık. Bu değişen dünya koşulları, hemen her kıtadaki insanların hayatlarına bir şekilde dokundu, dokunmaya da devam ediyor. Hızlı akıttığımız zamanın yerini nispeten daha farkında bir bakışla zamanı doğru kullanma aldı. Üretim hayatı, sosyalleşme anları, ofis düzeni gibi detayların her birini artık tek bir alan içinde düşünebilir hale geldik. Evler yaşamın merkezi oldu. Yaşam alanımız, her ruh haline, her gündeme ve her aktivite programına bir süredir öyle ya da böyle uyumlandı. Eski hayatlarımıza göre evimizde daha yavaş akan yaşamımız bir felsefeye dönüştü ve hatta bir yaşam tarzı haline geldi. Sosyalleşme ihtiyacımızı bir yemek masasının ya da oturma grubunun etrafında şekillendiriyor, aynı alanda yoğun bir görüntülü toplantı organize edebiliyor ya da sürükleyici bir kitabın içinde kaybolabiliyoruz. Bir anlamda fonksiyonelleştiğimiz ve ardından özel alanımızı da fonksiyonelleştirdiğimiz bu yaşam tarzına gerçek anlamda uyum sağlama zamanlarındayız. Geçip gidecek bir düzen değil dünyanın yeni rutini olan bu “kişisel alan kullanımı”, benimsemeye başladığımız ve neredeyse her bireyin bir şekilde keyif almayı başardığı bir uygulama.
#1 El yapımı ev hayatları
Yaşam alanlarımıza bu yeni dünya için nasıl yardımcı olabiliriz? Daha kaliteli bir ev hayatı nasıl mümkün olabilir? Kendimizi tanıdığımız dönemin sonunda evimizi de tanıdığımız ve dilinden anladığımız bir süreç geçirdik. Son 5-6 yıldır üzerinde konuştuğumuz “kişiselleştirilebilirdekorasyon anlayışı trendi” son iki yılda aslında nasıl bir öngörüyle hayatımıza girdi? Bu deneyimlerimizden yola çıkarak artık tamamen kişisel kullanım ve ihtiyaçlarımıza göre bir dekorasyon uygulaması ve yaşam alanı kurgusu yaratmanın kıymetini biliyoruz. Kişiselleştirilen bir alan içinde yaşamak, daha konforlu daha pratik ve verimi en yüksek hayat tarzlarından kuşkusuz.
Farklı yaşam felsefelerinin popülerlik etkisini bir yandan üzerimizden atmaya çalışırken bir yandan da bu bakış açılarından hangilerini bir araya getirebiliriz sorusunun yanıtını arar gibiyiz. Fazla bilginin yaratacağı kavram kirliliğine kapılmadan bu her biri kaliteli yaşamı vadeden felsefelerden birer dokunuş edinebilmek, belki de en sağlıklısı. Herhangi bir kalıbın içinde olma zorunluluğu taşımadan, içinde kendimizi iyi hissettiğimiz bir kıyafet gibi, yaşam alanımızı da kombinliyoruz artık.
#2 Doğanın gölgesiyle şekillenmek
Yaşadığımız ve kaynaklarını kullandığımız gezegenin haklarını korumanın bilincinde olmak gerekiyor. Bu bilinçle hayatımızı geçirdiğimiz evimizin kalitesini artırmak, yeni felsefelerimizden biri olmalı. Sağlıklı yemekle başlayan bu yolculuğun mobilya ve aksesuar seçimlerimize varan bir minvalde seyrettiğini görebiliyoruz. Doğal malzeme kullanımının zamansız bir klasiğe dönüşmesini, geri dönüştürülebilir ya da tamir edilebilir ürünlerin, renove edilebilen klasik mobilyaların yükselişini takip edebilir hale geldik. Yaşanmışlığı ya da bir kıymeti olan eşyalardan çok, ilk bakışta yeni bir hayat kazandırılabilir oluşuyla ilgileniyoruz. Gezegenin bu dönüşüm ve iyiliğe ihtiyacı var. İşe nereden başlamak gerek? İlk adım rutinlerin peşinden gitmekle başlıyor. Günlük hayatınızın nasıl rutinleri var? Hangi düzende yaşıyorsunuz? Bu soruların yanıtları, evde ihtiyacınız olanları belirliyor. Konfor, sadelik, aydınlık, düzen…
İhtiyacınız olanın tema olarak kabul edileceği bakış açısıyla yeni bir dekorasyon planlaması yapmak, kişiselleştirilebilir kaliteli bir yaşam stili oluşturmaya yönlendiriyor. İyi hissetmeye odaklı seçimlerle var olan eşyaları eleme yoluna da gitmeyi unutmamak gerek. Biraz Kon Mari felsefesinin de dokunuşlarını barındıracak bu çalışma, gerçekten ihtiyacınız olanlar ve aslında çok da ihtiyaç duymadıklarınız arasında tamamlanıyor. Size iyi hissettiren detaylarla çevrili bir yaşam alanı kurgusu, kaliteli yaşamın olmazsa olmazlarından biri. Gülümseten, iyi hislerle dolduran ve ait olmasından mutluluk duyduklarınız her ne ise onların evin belirli köşelerinde dağılmış olduklarından emin olmalısınız. Ardından kullanım odaklı daha nesnel bir bakış açısına geçiş yapabilirsiniz.
#3 Odak noktalarına odaklanmak
Rahat ve yüksek konforlu bir koltuk, evin adeta bel kemiği. Etrafında konumlanabileceğiniz bir odak noktası düşüncesiyle ana kullanım alanları, koltuk ya da kanepelerin yüksek kalitesine göre belirleniyor. Düzeni seven bir haliniz mi var? Öyleyse dolap ve çekmecelerin kıymetini bilmekle başlayın işe. Ruhu şifalandıran düzenli görünüm, kaliteli kullanım için altın değerinde. Daha azalttığınız eşya grubu ise bu düzenin son dokunuşu adeta. Depolama alanları ya da doğal dokulu sepetler içinde ve yine istediğiniz gibi yanı başınızda olabilecek eşyaları, daha dekoratif bu yöntemle yanınızdan ayırmamak mümkün. Mis kokuların her odadan çıkıp burnunuza geldiği bir dokunuş ise evin kalitesini 6 saniye içinde aktive olabilen bir koku hormonuyla değiştirebilecek güçte.
Yine sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir duygudan hareketle soya mumları, dekorasyonun en favori kahramanlarından. Sadece toplanma alanlarımızda değil bir spa etkisiyle banyolarda, mutfaklarda ve hemen evin girişindeki karşılama alanı olan antrelerde çalışmaya hazır.
#4 Kendine ait bir oda
Öte yandan evin eşya dengesini göz önünde bulunduran bir planlama yapmanın önemini konuşabiliriz. Dengeli eşya dağılımı atıl ya da karanlık köşelerin işlevsellikten uzak duruşunu yok edebilir. Aydınlatma dağılımıyla son adımı tamamladığınız bu düzende, mutlaka hafiflemiş köşeler de elde etmelisiniz. Bu köşeleri, size ait, kendinizle kaldığınız mini oturma alanlarına dönüştürmek en kaliteli yaşam alanı kurgularından biri. Doğal kumaşla tasarlanmış minderler, şilteler ya da yumuşacık kompakt bir berjer… Çalışma alanı için de tercih edebileceğimiz bu köşelerde küçük renk oyunları ya da geçirgen malzemeleriyle paravanlar iyi iş çıkartıyor. Uyku alanlarında hafif, doğayla uyumlu renkler ve malzemesiyle sentetikten uzak tekstil seçenekleri, yaşamı kaliteli hale getiriyor. İyi yaşamın adımlarından olan iyi uyku, spor yapmak, az tüketmek çok üretmek ve elbette az yemekle bir bütün düşünceyi hayatımıza çağırmayı unutmadan… Mutfak kullanımlarında daha sade, kompakt ve alanı maksimum fayda ile kullandığımız bir kurgu düşünmeliyiz. Doğal yiyeceklerin ön planda hatta bir sergileme aracı olduğu, nötr renklerin gölgesinde bir bakış, hayatımızda hep olmalı. Yeşil bitkilerin evin her köşesinde bizi selamlayabileceğini düşünürken mutfağı ise es geçmemek gerek. Evde kaliteli yaşamın iç dünyanızın bir yansımasıyla birlikte ilerlediği düşüncesine ve doğal olanın kıymetine sadık kalarak tasarlanan kişisel kozalarınız, daha iyi bir hayat için dokunuşlarınızı bekliyor.
Hazırlayan: Gökçe Karaman Önemci