İç Mimar Eda Aydın, genç bir çifte ait olan müstakil villayı doğal malzemelerin pastel tonlarla yan yana geldiği sımsıcak bir yaşam alanına dönüştürmüş.
Ömerli’deki Kasaba Evleri’nin 4. etap mevkiinde bulunan villa, 800 metrekarelik bir bahçeye oturuyor. İki katlı evin toplam brüt alanı 280 metrekare. Giriş katta antre, mutfak, salon, çalışma odası, hizmetli odası ve misafir banyosu yer alıyor. Üst katta ise kendi içinde bir banyosu da bulunan ebeveyn yatak odası, iki adet yatak odası, ortak bir banyo ve çamaşır odası var. Genç bir çiftin sahip olduğu ev, bahçesi de dâhil olmak üzere İç Mimar Eda Aydın tarafından tasarlanmış.
“Tam olarak hangi tarz ve kullanım olanaklarına sahip bir yaşam alanı istediklerini anlamam ve kendi aralarında da ortak bir zevkte buluşmalarını sağlamak için konsept aşamasında yoğun bir çalışma yaparak çok fazla örnek değerlendirdik birlikte. Bu çalışmalar sonucunda da rustik modern bir ev fikrinde buluştuk. Genel olarak aydınlık ve nötr tonlardan oluşan, aksesuar ve kumaşlarla renklendirilen, ahşap sıcaklığının çokça hissedildiği, dinamik, eğlenceli fakat aynı zamanda dingin ve dinlendirici bir ev kurguladık” diyor Eda Aydın.
Peyzaj da bizzat ona ait. Villanın bahçesinde ev sahiplerinin kendi sebzelerini yetiştirmeleri için traversler kullanılarak hobi bahçeleri yaratılmış. Çeşitli meyve ağaçlarının yanı sıra manolya, çınar ve ıhlamur gibi ağaçlara yer verilmiş. Bahçenin sınırları leylandi ve kartopu kullanılarak tanımlanmış. Konsept proje, tasarım, imalat, uygulama ve en son styling olmak üzere bütün süreç yaklaşık 3,5 ay sürmüş. Eski evlerinden yalnızca TV ünitesi ve orta sehpalarını kullanmak isteyen ev sahipleri için bütün mobilyalar yeniden tasarlanıp üretilmiş. Ev sahipleri bolca depolama alanı istediği için mümkün olan her yerde şık ve kullanışlı depolama alanları planlanmış. Merdiven altındaki eğimli alan çekmeceli ayakkabılık olarak değerlendirilmiş. Sahanlık altına ufak bir vestiyer ve depo yapılmış. Tavan arası için ise ebeveyn yatak odasından gizli bir kapıyla geçilen giyinme ve dolap alanı düşünülmüş. Evin sıfır bir ev olduğunu ancak banyolarının genel konsept doğrultusunda yeniden tasarlandığını belirtiyor iç mimar.
“Bir evi tasarlarken tek bir tarza bağlı kalmaktansa, odalara ve kullanıcılarına göre çeşitli tarzları adapte etme fikrini seviyorum. Evde genel olarak rustik modern bir stil hâkim olsa da genel tarz evin odalarına ve kullanımlarına göre çeşitlendirildi, genişletildi. Örneğin çalışma odası için nispeten daha koyu renklerin hâkim olduğu, endüstriyel havası da olan bir tarz istendi. Girişteki misafir banyosu için daha loş ve ağır bir tarzda karar kılındı. Misafir yatak odasında sade, sıcak ve bohem bir tarz belirlendi.”
Evin dingin ve rustik havasını korumak için doğal ahşap ve meşe kaplamaları bolca kullanılmış. Mermer tonların bronz detaylarla kombinlendiğini görüyoruz. Aksesuarlarda terakota ve seramikler göze çarpıyor. Evde genel olarak nötr ve doğal renkler tercih edilmiş ve bunlar yeşilin tonlarıyla yan yana getirilmiş. Banyo seramiklerinde, duvar kâğıtlarında, dolaplarda, perdelerde yeşilin birçok tonunu görüyoruz. Misafir odasında meşe tonları, bej, yeşil ve somonla bohem bir hava oluşturulmuşken, ebeveyn yatak odasında siyah, kırık beyaz ve su yeşilinin başrolde olduğu daha sakin bir atmosfer var. Ebeveyn banyosunda da yeşilin aynı tonu korunarak renk paleti devam ettirilmiş.
Çalışma odasına yeşilin maviye çalan daha koyu bir tonu hâkim ve bu ton meşe, bej, ve turuncu ile dengeleniyor. Salondaysa nötr tonlar, bronz ve siyahlar ana renk paleti olarak beliriyor, gri/yeşil ve hardal tonları mekâna hareket katıyor. Salon masasının arkasındaki duvar şişirilerek nişler yaratılmış.
Hazırlayan: Çiğdem Hasanoğlu
Fotoğraf: Erhan Tarlığ