Farklı stilleri aynı çatı altında dengeli ve uyumlu bir şekilde buluşturan Ulus’taki dubleks daire, FoliStudio tarafından çağdaş, konforlu ve zarif bir yaşam alanı olarak tasarlanmış. Evin alt katı net çizgilerin yer aldığı modern ve şık bir tarzı yansıtırken üst katta daha genç ve spor bir dekorasyon tercih edilmiş.
Mimar Ece Gökmenoğlu ve Mimar Onur Durna tarafından 2020 yılında kurulan FoliStudio, farklı tip ve ölçeklerde işlere imza atan genç bir mimarlık ofisi. İç mimarlık ve mimarlık alanında faaliyet gösteren ikili, projelerini tasarım aşamasından şantiye sürecine kadar bir bütün olarak ele alıyor.
“İTÜ Mimarlık Fakültesinde aldığımız eğitim sırasında proje ve tasarım stüdyolarında sıkça birlikte çalışma imkânı bulduk. Üniversite döneminde ortak tasarım algısıyla yaptığımız üretimlerde birlikte çalışmaktan aldığımız keyif bizim için FoliStudio’yu kurma kararını vermemizdeki en önemli etmen oldu” diyen kurucu ortaklar, kendine özgü mekân ve yaşam kurguları oluşturmaktalar.
FoliStudio’nun baştan yarattığı Beşiktaş, Ulus Mahallesi’ndeki bir apartmanın en üst katında yer alan dört oda ve iki salondan oluşan 270 m2 lik bu dubleks evin proje tasarım süreci ve ana kararların alınması bir buçuk ay kadar sürmüş. Projenin en büyük kalemini altyapının yenilenmesi oluşturmuş.
“Eski bir bina olması nedeniyle zamanla altyapı sistemleri eskimiş ve son birkaç yıldır ev sahibine problem çıkarmaya başlamıştı. Önce evin eski eşyaları çıkartıldı ve yaklaşık üç kamyon ile taşındı. Kapı ve doğramalar, tüm seramik zeminler ile duvarlarda bir önceki ev sahibinden kalan ve artık sıvada çatlaklara neden olmuş ses izolasyonu söküldü. Mekanik ve elektrik altyapı kapsamında tüm kalorifer ve tesisat boruları yenilendi, eskiden kalan bakır borular değiştirildi ve elektrik sisteminin tamamı yenilenerek projeye göre tekrar yapıldı. Evin şantiye süreci pandemi sebebiyle aldığımız güvenlik önlemlerinin de etkisiyle dört buçuk ay sürdü. Tasarım ve şantiye süreci de dâhil olmak üzere projenin tamamı altı ayda tamamlandı” diyor mimarlar.
Evin alt katında salon, mutfak, banyo ve ebeveyn yatak odası yer alıyor. Üst katta ise iki çocuk odası ile bir misafir odası olmak üzere üç oda, bir banyo ve bir oturma odası var. Daha önce metrekaresinin büyüklüğü nedeniyle yeterince verimli kullanılamayan banyo küçültülerek, banyonun bir kısmı ebeveyn giyinme odasına dâhil edilmiş. Ev sahibi ile ilk tanıştıklarında mevcut ev hakkındaki görüşlerini ve yeni evinde olmasını istediği özellikleri dinlediklerini belirten mimarlar, evin eski halinde koyu malzeme kullanımının perde, zemin ve tüm mobilyalarda belirgin bir şekilde hissedildiğini anlatıyorlar.
“10 yıla yakın bir süre yaşadıkları bu evde bütüncül bir değişikliğe gitmek istedikleri için parke hariç hiçbir döşeme ve mobilyayı tutmak istemediklerini belirttiler. Evin tasarımına başlarken asıl çıkış noktamız ferah ve net çizgilere sahip bir ev olmasıydı. Depolama hacmi ve fonksiyonel mobilyalar ev sahibi için önemliydi. Bu nedenle mobilyaların çoğu onların isteklerine göre özel üretim olarak yapıldı.”
Mobilya seçimlerinde fonksiyonellik ve rahatlık en önemli kriterler olarak öne çıkıyor. Sabit ve hareketli mobilyalarda zamansız parçalara yer verilmiş. Aksesuarlar ve kumaşlarda ise desen ve renk kullanılmış. Salon ve yemek odasında ağırlıklı olarak krem tonlar ile ahşap ve eskitme pirinç tercih edilmiş. Modern çizgili mobilyalar ile etnik desenli tekstil ürünleri yan yana getirilmiş.
Bu ev için özel olarak cam, ahşap ve puf olmak üzere üç parçadan oluşan bir orta sehpa tasarlanmış. Oturma grubu şömine köşesinden ayrılarak hâkim manzaraya doğru yönlendirilirken eskiden siyah granit kaplama olan klasik şömine yenilenerek krem tonlarda ve keskin hatlara sahip olmuş. Şömine önünde bulunan deri puf ile sıcak bir köşe yaratılmış. Yemek odasında tercih edilen duvar kâğıdı hem salondaki derinlik hissini artırıyor hem de bir tablo etkisi yaratıyor. Ebeveyn yatak odasında evin alt katının genelinde olduğu gibi krem tonları hâkim. Hardal rengi işlemeli perde mimarların yatak odasındaki favorisi.
Üst kattaki yatak odaları ve sinema odasında gri ve maskülen detaylar dikkat çekiyor. Sinema odasında yer alan taş şömine duvarı haki yeşiline boyanarak odada bir odak noktası oluşturulmuş. Projektörün yer aldığı oda, gündüz kitap okuma ve dinlenme için kullanılırken hava karardığında sinemaya dönüşüyor.
Evin genel aydınlatmasında homojen bir ışık dağılımı yaratması için gömme spotlara yer verilmiş. Projede gerekli görülen referans noktalarında sarkıt aydınlatmalar ve aplikler ile dekoratif bir aydınlatma sağlanmış. Sakin ve yeşil bir sokakta konumlanan şehir manzaralı bu evin tüm yaşam alanları günün her saatinde çok iyi ışık alıyor.
Hazırlayan: ÇİĞDEM HASANOĞLU
Fotoğraf: BURAK TEOMAN