Tekstil Mühendisi Sibel Doğrul tarafından kurulan Moira Atelier, yavaş tasarım prensibi doğrultusunda %100 doğal ipliklerle dokunan kumaşları geleneksel baskı teknikleri ile birleştiren yeni bir ev tekstili markası.
Sibel Doğrul, uzun yıllar boyunca tekstil sektöründe çalıştıktan sonra bu yorucu tempodan uzaklaşmaya karar verip eşi ile birlikte daha yavaş bir yaşam sürdürmek üzere doğa ile iç içe küçük bir şehre taşınmış. Moira Atelier de bu kararın bir sonucu olarak hayat bulmuş. Doğadan ilham alan desenlerin hiçbir kimyasal madde kullanılmadan tamamen natürel kumaşlarda el emeği ile hayat bulmasının bir sonucu olan bu harika ev tekstili markasına dair merak ettiklerimizi markanın kurucuna sorduk.
Moira Atelier’in hikâyesini anlatır mısınız?
Sibel Doğrul: Ben tekstil mühendisiyim uzun yıllar tekstil sektöründe çalıştıktan sonra bu yorucu tempodan uzaklaşmaya ve daha yavaş yaşamaya karar verip eşimle birlikte üç yıl önce İstanbul’dan doğayla iç içe olabileceğimiz küçük bir şehre taşındık. Moira Atelier de işte bu adımdan sonra hayat buldu. Bir sene önce markamı kurmak için adım attım. Yavaş moda ilkelerini benimsiyorum bakış açısı olarak ve sürdürülebilir süreçlerden geçen ürünler tasarlamaya dikkat ediyorum.
Malzeme tercihinizden ve üretim süreçlerinizden bahseder misiniz? Ürünler son haline gelene kadar ne gibi aşamalardan geçiyor?
S.D.: %100 doğal ipliklerle dokunan kumaşları geleneksel baskı teknikleri ile birleştirerek, tamamı el işçiliğine dayanan tasarımlar yaratıyoruz. Ürünlerimizi yaratırken birkaç farklı baskı tekniği birden kullanıyoruz. Bunlardan bir tanesi yok olmaya yüz tutmuş ahşap baskı tekniği. Bazı desenler için ise kalıpları bizzat kendim hazırlıyor ve oyuyorum. Doğadan aldığım ilham gereği bazı desenleri ise ilhamın bizzat kendisini örneğin düşmüş kurumuş yaprakları kullanarak doğrudan kumaşa basıyorum. Baskı sırasında ürünler hiçbir kimyasal işleme uğramıyor ve doğaya duyarlı su bazlı kumaş boyalarla baskılar hazırlanıyor. Ürünlerin dikimleri ise küçük bir kadın dayanışması ile ekonomik olarak desteğe ihtiyacı olan kadınlarla iş birliği halinde yürütüyoruz.
Marka ismi nerden geliyor?
S.D.: Marka ismi mitolojiden gelmekte. Moira, Yunan mitolojisinde kader tanrıçası demek.
Üretimlerinizi nerede gerçekleştiriyorsunuz?
S.D.: Pandemi sebebiyle atölye açamadım ama şimdilik evimin bir odasını atölyeye dönüştürdüm. Ürünlerimi orada üretiyorum.
Desenlerde ilham kaynağınız neler oluyor?
S.D.: Benim en büyük ilham kaynağım doğa ve çevre. Aldığım kadar vermeye çalıştığım bir dünyada yaşamak istiyorum. O nedenle çevresel ayak izi çok düşük olan keten gibi doğal kumaşlar tercih ediyorum. Bazı tasarımlarımda babamın dokuduğu pamuklu kumaşları, annemin bahçesindeki şifalı bitkilerle birleştiriyorum ve bunun bana verdiği mutluluk tarif edilemez.
Kullandığınız doğal malzemeleri nerelerden temin ediyorsunuz?
S.D.: Bazı kumaşlarımı babamla birlikte geliştiriyoruz. Onun atölyesinden çıkıyor. Onun elinden çıkan bir kumaşa hayat vermek yaptığım işte en keyifli anlardan biri. Bazılarını ise kurumsal hayattayken çalıştığım, kumaşlarının kalitesinden emin olduğum, sürdürülebilir kumaş sertifikaları olan üreticilerden temin ediyorum. Boyalarımı ekolojik boyalar üreten bir kadın girişimciden tedarik ediyorum.
Koleksiyonunuzda hangi parçalar yer alıyor? Koleksiyon genişleyecek mi?
S.D.: Koleksiyonum şimdilik “Mavi bir Balık Hikayesi” ve “Şifalı Bitkiler” temasıyla çıkardığım masa örtüsü, peçete, mutfak önlüğü gibi ev tekstili ürünlerinden oluşuyor. Evet, yakın zamanda koleksiyona ev tekstili dışında da ürünler eklemeyi planlıyorum.
Size nerden ulaşabiliriz?
S.D.: Bana Instagram üzerinden @moiratelier adresinden ulaşabilirsiniz.
Hazırlayan ÇİĞDEM HASANOĞLU