Birbirinden çok farklı tasarım dinamiğine sahip Alman ve İtalyan mobilya markalarında iç mimar ve tasarımcı olarak çalışarak iş yaşamıma başladım. Deneyimlerim, Alman planlama disiplini ile İtalyan tasarım detaylarının şıklığını bir araya getirebilmemi sağladı. Alman tasarımı sağlamlığı, kullanım kolaylığı ile dikkat çekerken, İtalyan tasarımı şık detaylara sahip olup ergonomiyi hissedebileceğiniz detaylar sunar. Bu 2 farklı tasarım önceliğini bir araya getirerek decosir office iç mimarlık ve tasarım markasını kurdum ve iş yaşamıma kendi markamla devam etmeye başladım. Bu nedenle tasarımlarımızda net olarak tek bir tarzı görmeniz mümkün değil. Modernizm ve art deco tasarım akımlarını beraber kullanarak projelerimize uyumlu bir beraberlik yansıtıyoruz. Modernizmi geleneksel tasarım çizgilerini kıran olarak adlandırırsak Art deco ‘yu tasarımı süslemeden ayıran işlevselliği arttırılmış tasarımlar olarak adlandırabiliriz. Bizim için proje tasarlamak görünen görünmeyen en ufak detayı planlayarak modern, şık ve kullanılabilirliği yüksek tasarımlar yapmaktan geçiyor. Detaylara ne kadar hakim olursanız ortaya çıkan projede bu detaylar hissedilir.
Proje çalışmamıza başlamadan önce ev sahibini iyi tanımamız ve proje alanını incelememiz gerekiyor. Proje alanı, istenilen detaylar, ev sahibinin neleri sevdiği, proje için olmazsa olmazları neler vb. Bilgiler bizim için çok önemlidir. Aslında iyi bir dinleyici olarak, projenin en başından ev sahibini projemizin içerisine dahil ederek projeye başlamış oluyoruz. Bu aşamadan sonra proje tasarım aşamamız başlar. Üzerinde konuştuğumuz tüm detayları 2 boyutlu ve 3 boyutlu reel sunumlar hazırlayarak final aşamasını proje tamamlanmadan önce göstermiş oluyoruz. Böylelikle üzerinde yapmak isteyebileceğimiz değişlikleri zamanında tespit edip güncelleyebiliyoruz. İç mekan tasarımlarımızda farklı dokuların bir araya geldiği ferah, renklerin net olarak anlaşılabildiği, kullanılabilirliği yüksek alanlara sahip, şık detaylı, hızlı yenilenen projeler üretiyoruz.