Gül kurusunun romantik tonu mu? Yoksa ferahlatan tonların hoş ışıltısı mı? Duvarlarınızın rengine bir türlü karar veremiyorsanız bu önerilerimize göz atabilirsiniz. Alt tonlardan trend olan renklere kadar size ilham verecek bu yaratıcı önerilerimizi uygularken duvarlarınızda birkaç tonu mutlaka test edin.
Boya rengi seçmek birçoğumuz için çeşitlilikten dolayı ne kadar zorlayıcı olsa da boya uzmanları, pencerelerin yönünden bir odadaki aydınlatma türüne veya alanın boyutuna bağlı olarak boya rengine kolayca karar verebiliyorlar.
Karar verme sürecini daha az korkutucu ve eğlenceli hale getirecek yaratıcı önerilerimiz için okumaya devam edin.
#1 Akışı düşünün
Renk seçiminde evinizin kat planından yola çıkarak düşünebilirsiniz. Ortak bir geçiş rengi kullanmak, odalar arası tutarlı bir akış oluşturabilir. Bu görünümü koridorlar ve girişler gibi bağlantı alanları için aynı tonları seçerek elde edebilirsiniz.
Görüş alanıza dikkat ederek, o odanın rengini tamamlayan bir renk seçin. Renk uzmanları sadece dekore ettiğiniz odayı düşünmemiz gerektiğini söylüyorlar. İç mekanda renklere karar verirken bitişik odalara da kesinlikle bakmalı çünkü herhangi bir hanenin enerjisi ve akışı oldukça önemli. Boya renk seçiminde evinizin renk geçişlerinde devamlılık sağlamak için tutarlı bir akış oluşturmalısınız.
Uyumlu bir görünüm elde etmek için merkezden başlamanız daha iyi olacaktır. En büyük ve en merkezi konumlandırılmış bir alan olan oturma odaları için ideal tonunuzu seçerek işe başlayabilir ve oradan ek renkleri koordine edebilirsiniz.
#2 Alt Tonlara Dikkat Edin
İyi bir beyaz boya her şeyden önce kesinlikle parlak ve canlı bir beyaz olmalıdır. Kaymak taşı gibi hoş bir kremsi beyaz tonu, sofistike ve zarif görünüm yaratırken, gri-beyaz arası tonlar, çağdaş ve modern bir alan oluşturacaktır.
Tüm renkler gibi beyazlarında farklı tonlarının olması, doğru beyazı iç mekanlarınızda seçerken ilk belirleyeceğiniz temel faktörlerden oluyor. Doğru beyazı seçmenin anahtarı, bu alt tonların dekorasyonunuzu yaptığını alanı nasıl etkileyeceğini anlamak ve elde etmek istediğiniz görünüm ve uyandıracağı hisler hakkında düşünmek için zaman ayırmaktan geçiyor.
İşin püf noktası tamamlamaya çalıştığınız dokulara, sanat eserlerine veya mevcut boya renklerine sempati duyan alt tonlara sahip bir beyaz seçmeniz gerekliliğidir. Odanız bahçenize bakıyorsa, organik görünümü tamamlamak için yumuşak yeşil tonlara sahip beyazı tercih edebilirsiniz. Mavi tonlara hakim bir dekorasyonunuz varsa, yumuşak mavi tonlara sahip lahana beyazı gibi bir beyazı seçin.
Beyaz boya yaşam alanlarının tasarımı için çok önemli bir bileşen olması sebebiyle diğer renkleri de parlatacak damak temizleyicisi görevi de görmektedir. Mükemmel beyaz renk çok kremsi olamaz aynı zamanda çok soğukta değildir.
#3 Doğru Parlak Bitişi Seçin
Renk uzmanları bir bitişi seçerken, mekanın işlevine dikkat etmenin önemini vurguluyor. Mutfak ve banyo gibi yoğun trafiğe sahip bir alanda saten veya yarı parlak bir bitiş kullanılması gerektiğini söylüyor.
Düz bir boya gibi daha düşük parlaklık kullanılıyorsa, bu boyalar daha az dayanıklı olduğundan alanı sık sık boyamak gerekecektir. Bu yüzden daha yüksek parlaklık=yüksek dayanıklılık formülünü uygulayın.
Saten veya yarı parlak boyalat banyo için en uygun olanıdır. Çünkü bu parlaklıklar sık sık yıkanabilir ve temiz tutulması kolaydır. Ayrıca küf ve küfe dayanıklı bir yüzeye sahip bir boya mutlaka listenizde olsun. Hangi parlak bitişi seçerseniz seçin, mükemmel leke direnci özelliklerine sahip bir boya seçmeniz gerekiyor.
Düşük bir parlak bitişe sahip boyalar ile, yüzeyin bilinen sofistike düz mat yüzeyini ve renk derinliğini koruyarak, evde yüksek kullanım alanları için mantıklı ve görsel olarak çekici bir seçim haline getirin.
#4 Tavan Renginde Yaratıcı Olun
Tavanların her zaman beyaz olması gerekmez. Aslında iç mekanda başka beyaz yoksa tavanların beyaz renkte olması oldukça dikkat dağıtıcı görünücektir. Tavan için tamamlayıcı bir renk seçmek için yaşam alanınızda diğer unsurları düşünün. Yaratıcı bir renk sıçraması eklemek istiyorsanız, odanızın aksesuarlarında kullandığınız bir renk seçin.
Bir diğer püf noktası ise tavan boyası seçerken kendinize sormanız gereken en önemli sorulardan biri, tavanı yükseltmek veya düşürmek mi istiyorum? Uzmanlar bir tavanın yüksekliğinin sadece renkle değil, duvar ve tavan rengi arasındaki kontrastla da ilişkili olduğunu açıklıyor. Renkli bir duvarınız varsa ve tavanı parlak beyaza boyadığınızda, gözünüz ikisi arasındaki güçlü kontrastı algılayacaktır.
Duvarların nerede bittiğini ve tavanın nerede başladığını çok iyi anlarsanız, algılanan tavan yüksekliğini dengelemiş olduğunu göreceksiniz. Bununla birlikte, duvar renginize sempati duyan bir beyaz tonu kullanırsanız, duvardan tavana geçiş daha organik görünecek ve duvarın nerede bittiğinin daha az farkında olduğunuzda tavan daha yüksek hissettirecektir. Alçak tavanları yükseltmek ve için hafif bir soğuk beyaz tonu seçin. Yüksek tavanı daha düşük görünmesini sağlamak için daha derin sıcak beyazlar tercih edin.
#5 Ahşap Renginde Doğru Tonu Seçin
Evinizde ahşap materyallerin rengini seçmek söz konusu olduğunda, ev boyunca tek bir renk seçmeniz dokular arası daha uyumlu bir his yaratmanın en kolay yolu olacaktır.
Bir tavan rengi seçmeye benzer şekilde, bir odanın yapısal elemanlarına çok fazla dikkat çekmeden ahşap tonu seçimi de onu çevreleyen duvarlara uyumlu halde olmalıdır, aksi halde daha küçük hissettirebilir. İç mekana dramatik bir görünüm katmak için ahşap tonunda koyu renk seçimi bu işlevi görecektir. Dikkat edeceğiniz nokta koyu tonlar duvar renklerini tamamlamalı böylece odanız dar gözükmeyecektir.
#6 Koyu Tonlardan Korkmayın
Küçük bir odayı aydınlık göstermenin tek yolunun beyaz ve soluk sarı gibi açık renkler kullanmak olduğu konusunda yaygın bir yanlış anlaşılma var. Bizim önerimiz küçük odalarda, parlak ve cesur tonlar kullanmanız bu sayede alanı daha geniş hissettirebilir. Bu tonların iç mekanınızı donuk ve cansız görünmesinin aksine öne çıkarma potansiyeli yüksektir. Dramatik ve samimi bir his yaratmak için güçlü koyu renkler kullanarak küçük odanızın karanlığını kucaklamak gerçekten etkili olabilir.
Küçük odalarda koyu renk kullanımı gerçek bir tutkuya dönüşebilir. Renk uzmanlarına göre küçük alanların kendilerini daha büyük hissettirmek için her zaman parlak bir beyaza boyanması gerekmez. Burada ipucu küçük alanınız için seçtiğiniz renk ne olursa olsun, bir alandaki tüm duvarlar için tek bir renk kullanmak iç mekanı daha geniş hissettirecektir. Sıcak ve zengin veya yumuşak ve yatıştırıcı bir renk tonu seçerek tavanda dahil olmak üzere alanı çevreleyin.
#7 Doğal Işığı Düşünün
İç mekanlarınızın renk seçiminde her oda için evinizdeki doğal ışığın geliş konumunu düşünün. Örneğin, güneye bakan bir oda günün çoğu zamanı için sıcak doğal ışıkla yıkanacaktır ve bu tonlarda renkleri denemek kesinlikle eğlenceli olabilirken, kuzeye bakan bir oda daha serin ve daha koyu tonlu hissetirecektir. Loş ışıklı bir odayı derin, doygun bir renkle kucaklamak rahat bir yuva hissi yaratabilir. Bol doğal ışıklı bir alana sahip olacak kadar şanslıysanız, renk seçenekleriniz bir o kadar daha geniştir. Sıcak , serin, açık veya karanlık tonlardan gidebilirsiniz. İşin zor kısmı, iyi doğal ışık almayan bir alanı tasarlamaktır. Renk seçiminde mutlaka ışık kaynağınızı göz önünde bulundurmanız gerekir.
Aynı zamanda pencerelerin odaya baktığı yöne göre bir boya rengi seçimi de size yol gösterebilir. Kuzeye bakan odaların doğal olarak daha karanlık olduğu için dekore edilmesi zor olabilir. Bu alanlarda, güçlü bir renk kullanmanız ve doğadan ilham almanız daha doğru olacaktır. Güneye bakan odaların dekorasyonu çok daha kolaydır, çünkü ışık kalitesi hem soğuk hem sıcak renkleri kullanabilmenize fırsat verirken her iki görünümde ne olursa olsun iyi görünecektir. Aydınlatmalar ve mavinin koyu tonları ile odanıza canlılık ve aydınlık katabilir, iç mekanın ışık kalitesini en üst düzeye çıkarabilirsiniz. Doğuya bakan odalarda ise ışık biraz mavi görünebilir, bu nedenle bu etkiyi en üst düzeye çıkarmak için aquatik maviler ve yeşilleri kullanmak en iyisi olacaktır. Batıya bakan odalar akşamları güzel bir sıcak ışığa sahiptir. Bu parıltıyı kucaklamak için pembeler ve saten parlak beyazları tercih edebilirsiniz.
Yapay ışığınızın türünü de renk seçiminde dikkate almanız gerekir. Boya renginiz doğal ışıkta LED’den farklı görünecektir. Doğal gün ışığı en gerçek rengi gösterirken, Akkor ışık tonları sarıları ısıtır. Floresan aydınlatma ise keskin bir mavi ton verecektir.
#8 Renklerinizi Test Edin
Seçtiğiniz boya renklerinizi duvara uygulayın, böylece renklerin sadece dekorunuzla değil, aynı zamanda gün boyunca farklı ışık kaynaklarında nasıl göründüğünü görebilirsiniz. Renk örneklerini kullanarak seçiminizi test etmek, alanınızda hangi rengi gerçekten sevdiğinizi öğrenmenin en iyi yoludur.
Renklerin alt tonlarında ne olduğuna bağlı olarak test ettiğiniz alana göre inanılmaz derecede farklı görünebilir. Örneğin, sıcak bir beyaz başka bir sıcak rengin yanında harika görünebilir, ancak soğuk bir renkle eşleşletirildiğinde pembe görünmesine neden olabilir.
#9 En Son Boya Rengini Seçin
En sık yapılan bir hata da mevcut döşeme, kumaş ve pencere işlemlerini düşünmeden önce aceleyle bir boya tonu seçmektir. Mobilyalar sınırlı renk paletlerine sahip olduğundan, odadaki tüm dekor unsurlarını dikkate almak önemlidir. Bu karşılık, boya renkleri neredeyse sınırsızdır. Benzer şekilde, bir rengin iç mekanda nasıl görüneceğine dair fikir edinmeye çalışırken, insanlar genellikle boya örneklerini temel alır ve onları duvara tutar. İşinizi kolaylaştıracak bir ipucu, seçtiğiniz rengi mobilyalarınızın, döşemelerinizin ve pencere kenarlarınızın yanında tutarak rengin nasıl duracağını hayal edin.
Bir alanı birbirine bağlayabilen duvar boyası renk seçimini en son yapmanız, işinizi daha kolaylaştıracaktır. Çünkü mobilya ve aksesuarlar alana girmeden önce boya renginizi seçtiğinizde sizi kısıtlayabilme potansiyeline sahip olacaktır. Boya seçim sürecinde evinizdeki mevcut malzemeler örneğin dolaplar, tezgah ve döşeme kumaşları her zaman dikkate alınmalıdır.