Art Deco dokunuşları, kavisli rengârenk hatlara sahip mobilyaları ve 80’ler dönem aksesuarları ile Hotel Il Palazzo Experimental, haberiniz olması gereken en havalı adres.
Son dönemlerde Venedik’te ortaya çıkmaya başlayan bir avuç tasarım odaklı otelin son örneği Hotel Il Palazzo Experimental bu yaz başında zengin sanat ve kültür sahnesi için kenti ziyaret etmeye devam eden turistlerin beğenisine sunuldu. Suyun kenarındaki Il Palazzo Experimental, yakınındaki lüks mekânlar ve meşhur Venedik manzarasına açılan kokteyl barına sahip Rönesans dönemi bir saray binası içerisinde konumlanıyor.
Mermer işleri, göl renginde duvarlar ve kemerli girişler, Dorothée Meilichzon’un, şehrin mükemmel bir yansıması olarak tasarladığı bu Venedik otelinin iç mimarisine kattığı özellikler arasında. Rönesans dönemini yansıtan Hotel Il Palazzo Experimental, Venedik’in Dorsoduro semtinde yer alıyor. Şehrin turistik ve kalabalık merkezlerinden uzakta olan bu bölge, gösterişsiz salaş barlar, restoranlar ve antika butiklerle dolu.
Burası Experimental grubun, Paris, Londra ve Menorka otellerini de tasarlayan Fransız İç Mimar Meilichzon ile beşinci iş birliği. “Her seferinde farklı ve çevresine köklü bir şekilde bağlanmış projeler oluşturmak için çok araştırma yapıyoruz” diyen iç mimar, 32 süiti sıcak ve soğuk tonların karışımıyla tamamlamış. Bazı yüzeyler ise kanal yolları boyunca Dorsoduro’da bulunan evlerin rengine göre, tereyağ sarısı, açık pembe veya koyu kırmızıya boyanmış. Diğer duvarlar koyu lacivert veya yosun yeşili olarak değerlendirilmiş. “Yeşiller ve maviler, kanalın değişken renklerinden geliyor; renklerin güne ve havaya göre değişimi gerçek bir ilham kaynağı ve oldukça etkileyici” diye açıklıyor Meilichzon.
Kapı çerçeveleri, yatak başları ve kanepeler gibi çoğu aksesuar ve mobilya, geleneksel Venedik binalarındaki pencere çerçevelerinin kavisli şeklinden ilham alınarak tasarlanmış. Kubbeli nişler aynı zamanda okuma köşelerini veya makyaj masalarını barındırırken; banyo lavabolarının üzerindeki aynalar kavisli beyaz mermer tabanlara dayandırılmış..
“Ayrıca şehirde, Venedik’in önde gelen mimarlarından biri olan Andrea Palladio’nunkiler gibi, birçok kavis formu görmek mümkün” diye ekliyor iç mimar. Bu formlar, İtalya’nın Puglia, Abruzzo ve Veneto gibi kıyı bölgelerinden gelen malzemelerle yemekler pişiren Ristorante Adriatica adlı restoranının alt katında da devam ediyor. Bir dizi kemerli bölme tarafından kesilen yemek odası, damarlı mermer yemek masaları, çizgili döşemeler ve tek renkli zeminlerin çarpıştığı karışıma ev sahipliği yapıyor. Oturma yastıkları görkemli kiraz kırmızısı kadife rengi kumaşla parlatılmış. Konuklar ayrıca çatı katındaki terasta dinlenmeyi ya da otelin özel botlarıyla gezmeyi seçebilirler.
Milano merkezli tasarımcı Cristina Celestino ise otelin barı olan Experimental Cocktail Club’ın estetiğini geliştirerek tipik İtalyan malzemelerinden mermer ve antik aynayı kullanmış. Mekânların şeker pembesi duvarları, çizgili deniz mavisi ve gri halılarla dengeleniyor. Hotel Il Palazzo Experimental, zengin sanat ve kültür sahnesi için kenti ziyaret edenlere, tasarım odaklı bir ziyafet sunuyor.