Houben / Van Mierlo, eski iki patates ambarını bütünlüklü ve güncel bir yaşam alanı olarak baştan tasarlandı. Yıllar süren yenileme sürecinin ardından ortaya ilham verici bir mekân çıktı.
Kentin yükselişteki bölgelerinden Amsterdam Noord’da konumlanan, biri hemen 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, diğeri ise 1960’lı yıllarda inşa edilen iki patates ambarının nasıl zamanın ruhuna uygun bir yaşam alanına dönüştürüldüğünü dinliyoruz. Hikâyenin anlatıcısı Hollandalı mimarlık ofisi Houben / Van Mierlo. Ambarlardan tarihsel olarak daha eski olanı, inşa edildiği dönemin mimari tekniklerine uygun olarak melez bir üsluba sahip. Taş duvarlar, ahşap tavan ve zemin ön planda. Daha sonra inşa edilen ambar ise çelik konstrüksiyonu, ahşap zemini ve beton cephesiyle 60’lar stilini yansıtıyor. Houben / Van Mierlo ekibi, yenileme projesinin tasarımının onaylanmasının ardından ilk iş olarak yıllar içerisinde binaya eklenen bölümleri yıkmış. Orijinal iç mimari düzenlemeyi ortaya çıkarmak adına sonradan uygulanan bütün malzemeler soyulmuş. Ham mekânlar elde edildikten sonra ise son derece sofistike bir şekilde tasarlanan proje dahilinde yaşam alanlarının ortak kullanım ve çalışma alanları loft stilinde uygun olarak yeniden biçimlendirilmiş. Havalandırma ve ısıtma sistemi yine bu stile uygun olarak endüstriyel bir görünümle yeniden oluşturulmuş. Bütün alanlarda yapının orijinali temel alınmış ve orijinal malzemeler ısrarla görünür kılınmış. Zeminlere, yaşam alanlarının loft stilini pekiştirmesi adına beton sıvanmış. Ambarların endüstriyel geçmişlerine vurgu yapması için tercih edilen beton zemin, yeni ve modern iç mimari düzenlemeler, modernist mobilya ve sanat eserleri ile el ele veriyor adeta. 1.650 metrekarelik bir kullanım alanı bulunan yapı, uzun bir yenileme süreci geçirmiş ve evin sahipleri 2015 yılında burada yaşamaya başlamış. Eve modern bir hava katması için Delta Light,
Farrow & Ball, Scholten & Baijings ve Muller Van Severen imzasını taşıyan mobilyalar tercih edilmiş. Ahşap tavan ve beton zemin arasında son derece enerjik duruyor bütün mobilyalar. Eski dolaplar renkli ve modern yeni mobilyalar ile eklektik bir görünüm sergiliyor. Bahçe, içeriden dışarıya doğru bakınca, devasa pencereler sayesinde yaşam alanının içindeymiş gibi görünüyor. Buraya kadar anlatılan her şey Avrupa ülkesinin birindeki eski bir ambarın klasik yenileme hikâyesi ile örtüşüyor. Fakat bu eve asıl karakterini veren şey, sanat. Bu yüzden bu yaşam alanı, sıradan bir yenileme projesinden farklı bir içeriğe ve duyguya sahip çünkü sanat derken sadece eve yerleştirilen sanat eserlerinden söz etmiyoruz. Ünlü fotoğraf ikilisi Scheltens & Abbenes’in stüdyosu da burada yer alıyor. Houben / Van Mierlo ekibi projeyi tasarlarken ve gerçekleştirirken hep bir yaşam alanı ile beraber bir de fotoğraf stüdyosu tasarlamaları gerektiğini bildiği için malzemelerden öte bir düşünme sistemi ile çözümleme yapma durumunda kalmış. Eski bir patates ambarını hem bir ev hem de profesyonel fotoğraf stüdyosu olarak tasarlarken ışığın yönünün en belirleyici kriter olduğunu özellikle belirtiyor mimarlar. Yüksek tavanlar, devasa pencereler, karanlık ya da yarı karanlık alanlar bu yüzden mühimler. Eve bakarken pek çok sanat kurumu için otonom işler üreten ve şirketler için ise özel çalışmalar yapan ünlü fotoğraf ikilisinin yaratıcı enerjisini her yerde köşede hissetmek mümkün. Özel tasarım kapı, merdiven ve mutfağa bakarken ya da kişisel eşyalar ile hareketlendirilen mobilyaları izlerken ise iç mimariye şahsına münhasır bir hava katan eserlerin mekânın duygusunu şekillendirmekte ne kadar etkili olduğunu bir kez daha vurgulamak gerek. Almanca bütünlüklü bir sanat eseri anlamına gelen “gesamtkunstwerk” terimi bu ev için yaratılmış olmalı diye düşünmeden edemiyor insan bu evi deneyimlerken.
Hazırlayan : ÇİĞDEM HASANOĞLU
Fotoğraf : SCHELTENS & ABBENES