Tasarım dünyasının ağız birliği etmişçesine işaret ettiği bir isim Arthur Hoffner. Yaklaşık bir sene önce onun adını ilk defa Ligne Roset için yaptığı Ring My Bell masa lambası ile duymuş, beyaz lake boyalı çelik ile seramiği buluşturan bu aydınlatmanın oldukça havalı olduğunu düşünmüştüm.
1990 yılında Paris’te doğan genç tasarımcı, Théo Mercier, Gerda ve Jörg Lenzlinger ile Erwin Wurm gibi plastik sanatçıların yanında deneyim kazanmış, bu süreçte 3D baskı porselen konusuyla obsesif bir şekilde ilgilenmiş. Onu bir anda herkesin gündemine sokan şey ise geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleşen Milano Tasarım Haftası’nda Hotel Senato’da gerçekleştirdiği çeşme yerleştirmesi oldu.
The Carwan Gallery ve Villa Noailles tarafından temsil edilen bu proje Via Senato’daki otelin bahçesi için özel olarak geliştirilmiş, bahçedeki gerçek çeşme ile paslaşan büyüleyici bir yerleştirme olarak bütün dikkatleri üzerine çekmişti. Daha sonra bu çeşmeler Fransa’nın güney şehirlerinden Hyères’te gerçekleşen Design Parade’de sergilendi.
Arthur Hoffner çeşme serisinde, insan ve şelale arasındaki ilkel ilişkiyi sorguluyor. Bunu yaparken de şelalelerin sonsuz döngüsünün mistik boyutlarını sorgulayarak yola çıkıyor, Versailles bahçelerindeki çeşmelere uğruyor, Brocéliande ormanlarındaki suların etrafından dolaşıyor ve iç mekân çeşmelerinde yolculuğunu tamamlıyor.
Hazırlayan: Çiğdem Hasanoğlu