Fransız ikili Humbert&Poyet, İsviçre Alpleri’nde yer alan geleneksel bir dağ evini, organik malzemelerin lüks detaylar olarak yorumlandığı anıtsal bir yaşam alanına dönüştürdü.
İsviçre’nin Almanca konuşulan kantonu Bern sınırları içerisinde yer alan dağ köyü Gstaad, özellikle kar yağdığında masallardan fırlamış gibi görünüyor. Dünyaca ünlü simaların vazgeçilmez destinasyonlarından biri olan bu köyde, geleneksel ve lüks müthiş bir uyumla yan yana geliyor.
Emile Humbert ve Christophe Poyet tarafından yenilenen chalet, iç mekân düzenlemesiyle bu meşhur köyün sofistike ve lüks ruhunu yansıtıyor. On yıldır birlikte çalışan Fransız ikilinin Avrupa’nın çeşitli noktalarında tamamladığı projelerine baktığımızda doğal malzemelerin süper şık bir lüks anlayışı ile buluştuğunu görüyoruz. 600 metrekareye yayılan üç katlı dağ evinde de bu tasarım anlayışı doğrultusunda baştan sona yenilenmiş ilham verici yaşam alanlarıyla karşılaşıyoruz.
Doku tercihlerinin oldukça güçlü olduğu ev, yalın dekorasyonuna rağmen son derece zengin kurgularıyla akıllardan çıkmayacak bir deneyim sunuyor. Yenileme süreci başlamadan önce ev sahipleri Humbert & Poyet ekibine Alp Dağları klişelerinden uzak durmalarını, en küçük detayın bile bu eve özel olması gerektiğini söylemişler. İki mimar standartlardan uzak anıtsal bir mekân yaratmak için kolları sıvamış ve yapının kimliğine saygılı bir çalışma yürütmüşler. Dağ evinin geleneksel mimarisine çok da müdahale etmeden çalışan mimarlar, yapının iç mekânlarının zaten modern beklentilere cevap verecek şekilde olduğunu özellikle belirtiyorlar.
Evin kalbinde adeta bir orkestra şefi gibi duran bronz kafes ile çevrili ahşap bir merdiven yer alıyor. Zeminlerde dışarıdaki karlı manzara ile kontrast oluşturması için siyaha boyanmış meşe rabıtalar tercih edilmiş. Dağ evine dramatik bir hava katan bu tercih, az sayıdaki renkli mobilya ve sanat eserlerinin daha da belirgin olmasına yol açıyor. Ana oturma odasında yer alan Hainaut bölgesinden çıkan mavi kalker taşlı ahşap şömine, geleneksel ve modern arasındaki uyumu yansıtan bir tercih olarak beliriyor. Salonun sıcaklığı sadece şömine ile değil, kullanılan renkli kadife, kaşmir ve kürk dokularının sıra dışı birlikteliği ile de sağlanıyor. Ahşap tonları ve siyah ile oluşturulan koyu renkli yoğunluk hissi, ev sahibinin sanat koleksiyonunu öne çıkarıyor.
Humbert & Poyet ikilisi, evin dekorasyonunda mekâna özel tasarladıkları parçaların yanı sıra kendi mobilya koleksiyonlarındaki mobilya, aydınlatma ve aksesuarların yanı sıra antika parçalara da vererek zengin bir çeşitlilik yaratmış. Geleneksel bir yapının içinde natürel malzemelerle oluşturulan çağdaş kurgular insanda tekrar bakma istediği uyandırıyor.
Gösterişli banyo zemininde siyah Marquinia mermeri ve Carrara siyah meşe parkeler ile bir arada kullanılmış. York modelindeki küvet Victoria & Albert marka.
Hazırlayan: Çiğdem Hasanoğlu
Fotoğraf: Francis Amiand