Ana SayfaEn Yeniler & TrendlerManhattan’ın Sanat Mahallesi Chelsea

Manhattan’ın Sanat Mahallesi Chelsea

Sanat galerileri, tasarım mağazaları, trendleri belirleyen pazar yeri Chelsea Market, eski tren yolu değerlendirilerek yapılan The High Line Parkı ve tarihi 18. yy’a dayanan alçak tuğla evleri ile Chelsea, son yıllarda Manhattan’ın en çok yaşanmak istenen mahallelerinden biri haline geldi. Chelsea’de sabah başladığımız sanat galerisi turumuz, aralarda öğle ve akşam yemeği, kahve molası, parkta dinlenme, tasarım mağazalarını keşfetme derken akşama kadar sürdü.

The High Line Park

STORY

Satıştaki ürünlerini bir dergi gibi özenle bir araya getirip sergiliyor, bir galerinin sergi değiştirmesi gibi yeniliyor ve bir dükkân gibi satıyor. 2011’de açılan bu konsept tasarım mağazası 2014’te perakendeye getirdiği bu yenilikçi yaklaşımla ödüller kazanmış. Mağazaya girdiğinizde gerçekten de kendinizi bir derginin fotoğraf setine dalmış gibi hissediyorsunuz, ürünler uyum içinde ve albenisi çok yüksek sergileniyor. (144 10th Avenue, Chelsea)

CHELSEA MARKET

Bir zamanlar Oreo bisküvilerinin üretildiği tarihi fabrika binası, günümüzde Google ve başka büyük firmaların ofislerine, stüdyolara ve Chelsea Market’e ev sahipliği yapıyor. Chelsea Market’te yerel ve taze ürünlerin satıldığı büyük market, gıda dükkânları, tasarım ürünler satılan bir Pazar yeri, aradığınız her mutfak aletini bulabileceğiniz dev bir züccaciye dükkânı ve büyük bir kitapçı var. Ama asıl lezzete düşkün olanlar için müthiş restoran seçenekleri mevcut. Chelsea Market’te 2018 itibariyle artık boş dükkân kalmamış, her köşe farklı dünya lezzetlerinden, işini hızlı ve iyi yapan bir marka tarafından kapılmış. Tüm restoranlar hızlı ve lezzetli yemek servis etmeye yoğunlaşmış. (Chelsea Market, 75 9th Ave )

CHELSEA MARKET’IN YILDIZI LOS TACOS NO:1

Chelsea Market’in yıldızı, önündeki sipariş kuyruğu hiç bitmeyen Los Tacos. Bugüne kadar hiç taco yememişiz meğer, Los Tacos’un taze ve el yapımı tacolarını tadınca buna karar verdik. Burası New York’taki Meksika cenneti. Özel bir diyetiniz yoksa taconuzu mısır unundan sipariş etmelisiniz, ekstra lezzetli. Bir taco, bir de Quesadillas sipariş etmenizi tavsiye ederiz, favorinizi seçin sonra aynı kuyruğa muhtemelen tekrar gireceksiniz. Bizim favorimiz Carne Asada Tacos ve Carne Asada Quesadillas. (Chelsea Market, 75 9th Ave)

CHELSEA GALERİLERİ

Albertz Benda Galeri’de şans eseri ressam Kelly Reemsten’ın Value isimli ilham verici sergisini yakaladık. 13 Ekim’e kadar New York’a gidenler bir başka yetenekli ressam Tadanori Yokoo’nun Death and Dreams sergisini aynı galeride görebilirler. (515 West 26th Street) Freidman Benda Galeri’nin proje alanı tamamen Jonathan Trayte eserlerine ayrılmıştı. Sanatçının sürreal dünyasında gezinmek çok eğlenceliydi. Sıradan mobilyaların böyle ilginç tasarımlara dönüştüren Trayte’nin oyun alanında demir, beton, çelik, mermer, granit, bronz, organik dokular, boyalar, ışıklar, kumaşlar, plastik ve bitkiler aklınıza ne gelirse var. (515 West 26th Street) Leila Heller Galeri’de Rachel Lee Hovnanian’ın üçlemesinden (PART III of The Women’s Trilogy Project) Pure sergisine denk geldik. Sanatçı Amerikalıların saflık konusundaki takıntısını, Ivory isimli sabun üzerinden sorguluyor. Bu zihinsel sorgulamayı tamamlama aşamasında sizi fiziksel bir aksiyona davet ediyor. Seramik sabunlardan birini alıp parçalıyorsunuz, parçaladığınız seramikler de serginin bir parçası oluyor. (568 West 25th Street) Petzel Galeri’de eserlerini ilk kez yakından görme şansı bulduğumuz sanatçı Christian Jankowski’nin “Neue Malere-Yeni Resim” serisi muhteşemdi. (456 W 18th Street) Taglialatella Galeri ise Banksy, Jean Mitcel Basquiat, Keith Haring, Andy Warhol, Roy Lichtenstein, Jeff Koons, Damien Hirst gibi popüler sanatçıların eserleriyle dolu. (229 10th Ave)

 Freidman Benda Galeri’de Jonathan Trayte, Fruiting Habits isimli sergiden

THE HIGH LINE HOTEL

1800’lerde yapılan ilahiyat fakültesi binasın restore edilmesiyle 2013’te açılan The Line Hotel, mimarisi ile Chelsea’deki odak noktalarından biri. Bahçedeki The Golden Hour Restaurant ise yaz akşamları birer kokteyl içmek isteyenlerin sıra beklediği ödüllü bir mekân. Gün batımında giderseniz menüden “Menage a Deux” tavsiyemizdir. Otelin hemen önündeki Shinola bisikletler otelde konaklayanlar için. (180 10th Avenue)

THE IAC BUILDING

Ünlü mimar Frank Gehry’nin tasarımı olan bina Chelsea’deki en ilgi çeken yapılardan biri. Bilboa’daki Guggenheim Müzesi’nin ve Los Angeles’daki Walt Disney Konser Salonu’nun da mimari olan Gehry’nin New York’taki ilk eseri 2007’de tamamlanmış. (555 W 18th Street)

PRINTED MATTER, INC.

1976’dan beri sanatçı kitaplarını destekleyen ve yaymaya çalışan Printed Matter, kâr amacı gütmeyen bir yayınevi ve kitapçı. Chelsea’deki yeni dükkânında daha büyük bir alana kavuşmuş. Dükkânda göreceğiniz nadide el çizimi sanatçı kitaplara bakarsan saatin nasıl geçtiğini unutabilirsiniz. (231 11th Avenue)

THE HIGH LINE PARK

1930’larda şehir trafiğinin içinden geçen trenlerin sebep olduğu kazaları önlemek için tren hattı yükseltilerek kullanılmış. 1990’ların sonunda tamamen atıl hale gelen bu yüksek tren hattının yıkılması söz konusu olduğunda büyük tepki toplamış. Dönemin belediye başkanı Giuliani yıkılması için kararname imzalasa da yerine gelen yeni başkan Bloomberg, High Line’ın park yapılması projesini desteklemiş. New Yorkluların oluşturduğu sivil toplum örgütü Friends of the High Line’ın da topladığı bağışlarla High Line bugün harika bir park ve bölgedekiler için benzersiz bir dinlenme alanı. Her geçen gün sanat anlamında zenginleşen The High Line’a sıcak bir günde gittiyseniz Lily Lolly’s Ice Kitchen standını atlamayız. El yapımı, günlük taze malzemelerle hazırlanan meyveli çubuk dondurmalardan mangolu olan favorimiz. The High Line’a 22. Sokak’tan giriş yaparsanız sanatçı Dorothy Iannone’nin I Lift My Lamp Beside the Golden Door isimli duvar resimlerini görebilirsiniz. Mart 2018’de yapılan resimler Mart 2019’a kadar izlenebilecek.

Hazırlayan – Fotoğraf: OYLUM & ONUR YÜKSEL

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR