ADALAR’DA BİR KÖŞK

Sanatçı Aslı Çavuşoğlu’nun Büyükada’da yaşadığı tarihi köşk, geçmişin izlerinin günümüz sanat çalışmalarıyla harmanlandığı yeni kimliği ile bizlere kapılarını açıyor.

Hafta içi ve erken bir saat olmasına rağmen Büyükada iskelesi ve meydan oldukça hareketli. Faytonlar ve ada halkının arasından hızlıca Çankaya Caddesi’ne yöneliyoruz. Erguvanlarla süslenmiş, birbirinden güzel köşklerin bulunduğu ara sokaklar ve caddelerden geçerken, adanın renklerinin; pembe, gökyüzü mavisi ve beyaz olduğunu düşünüyoruz. 14. İstanbul Bienali’nin bir kısmına da ev sahipliği yapmış Büyükada’da yaşamaya başlayan Aslı Çavuşoğlu’na konuk oluyoruz. Bienal için adaya gelen sanatçıların işlerini üretirken konakladıkları ev, sergilerin sona ermesi ile birlikte Aslı Çavuşoğlu’nun yeni yaşam alanı olmuş. Evin söyle bir hikâyesi var; “Ermeni bir tüccar iki kızı için ikiz yapıda bir konak yaptırmış. Ev, sonrasında onlardan satın alınmış ve ikiye ayrılmış. Bu durum bana “Kırmızı Kırmızı” isimli işimi hatırlattı. Aras nehrinin iki kenarında yetişen bir bitkinin köklerinde yaşayan bir böcekten elden edilen özel bir kırmızı renk var. 1915’ten sonra bu rengi elde edebilen kimse kalmıyor Türkiye’de. Ermenistan’da ise sadece bir kişi var fakat o dönemde bitki Ermenistan’da değil Türkiye’de bulunabiliyor. Bu ilginç birlikteliği anlattığım projem; bir arada yaşamaya ne kadar ihtiyacımız olduğu ile ilgiliydi. Bu bağlamda ev ile bir ilişki kurdum. Ev beni buldu bile diyebiliriz…” Pars Tuğlacı’nın Adaların Tarihi isimli kitabında bahsettiği üzere; Papazoğlu ailesi tarafından Sofia Papazoğlu adına yaptırılmış ev, 1913 yılında şu anki sahipleri tarafından satın alınmış. Sofia Papazoğlu’nun portresini evin tavanlarında yer alan fresklerde görmek mümkün. İki katlı evin altı odası ve üç adet banyosu bulunuyor. Mermer döşemeli mutfağın bulunduğu ara kattan, geniş bir bahçeye çıkılıyor. Çavuşoğlu için evde zaman geçirmek bir anlamda meditatif bir eyleme dönüşmüş; “Bu eve taşınmamın sebeplerinden biri de tempomun inanılmaz yoğun olması. Stüdyom Karaköy’de, günlük yazışmalarım ve işlerim için kullanıyorum. Bahçe ile uğraşmak, çiçeklerin bakımı, evle ilgilenmek fikrini seviyorum. Böylece günün nasıl geçtiğini anlamıyorum bile. Şehri biraz arkamda bırakıp çalışmayı düşünmediğim bir alan olarak burayı tercih ettim…” Aslı Çavuşoğlu yaptığı işlerden sergilemeyi tercih etmediği bazılarını evin dekorasyonunda kullanılmış. Arkeolojik kazılarda bulunan çok sayıda tarihi eserin, sanatçı tarafından seçilen 71 adetinin replikasının üretildiği “Taşlar Konuşuyor” projesi esnasında cam ocağında imal edilmiş abajur, evdeki aydınlatma sisteminin bir parçası olarak kullanılıyor. Antrede Güneş Terkol’un kendisine hediye ettiği ve sanatçının gittiği her eve taşıdığı bir tablo yer alıyor. Metrekare olarak oldukça geniş olan evin mobilya seçimi ise eski ile yeninin bir harmanı şeklinde. Evde zaten hazırda var olan birçok ahşap mobilyaya ek olarak, sanatçının antikacılardan ve tasarım mağazalarından topladığı şeyler bir arada uyum içinde kullanılarak evin karakteristik yapısı oluşturulmuş. Yurtdışı seyahatlerinde, içindeki domestik tarafın etkisiyle, birçok tabak, tepsi ve bardak satın alan ev sahibinin oluşturduğu renk paletini incelemek oldukça keyifli verici. Aslı Çavuşoğlu’nun işleri ile ilgili detaylı bilgiye www.aslicavusoglu.info adresinden ulaşmak mümkün.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR