İtalyan dağcı Reinhold Messner’in son müzesi MMM-Museum Corones, coğrafyayı, manzarayı ve mimariyi buluşturarak sıra dışı bir deneyim yaşama imkânı sunuyor. Projenin mimarı ise Zaha Hadid.
Christoph Ransmayr, “The Flying Mountain” isimli kitabında şöyle der: “Uçan bir dağa tırmanmak için hangi cennet bana önderlik eder?” Çağımızın en önemli dağcı ve keşiflerinden Reinhold Messner bu sorunun cevabını arıyor adeta Messner Mountain Museum projesi ile. Dünyadaki 8000 metrenin üzerindeki 14 noktaya tırmanan ilk insan olan Messner, dağcılık tutkusunu bir yaşam felsefesine dönüştürmüş. Corones’te bir müze yapma fikri ise Everest’e ilk kez oksijensiz tırmandığında oluşmuş. “İnsanlar” diyor Messner, “bu hissiyatı yaşamalıydı.” Messner Museum’un altıncı ve son halkası olan Corones, hem bu bütünün parçası olarak önemli hem de başlı başına özel. Corones’i diğer Messner Mountain Museum’lardan ayıran en önemli özellik ise müzenin bulunduğu Kronplatz bölgesi. Bu coğrafya dağcılık ve kış turizminin en önemli noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Ve elbette ünlü mimar Zaha Hadid’in bir dağın zirvesine gömdüğü yapı, başlı başına görülmeye değer. Kronplatz dağının zirvesinde, denizden 2,275 metre yükseklikteki Corones Museum, Alp Dağları’nın Zillertal, Ortler ve Dolomites zirveleri ile çevrelenmiş. “Kronplatz, sınırların da ötesinde bir manzaraya sahip. Doğudaki Lienz Dolomites’ten, batıdaki Ortler ve güneydeki Marmolada Glacier’e ve hatta kuzeydeki Zillertal Alps’e kadar Güney Tyrol’daki bütün bölgeyi izlemek mümkün buradan. Corones Museum, benim çocukluğumun bir aynası gibi. Hayatımın en zorlu tırmanışlarından Heiligkreuzkofe ve Ahm Vadisi’nin buzlu granit dağları burada. Kronplatz’da modern dağcılığın gelişimimi ve 250 boyunca ekipmanların gelişimini inceliyorum. Matterhorn, Cerro Rorre, K2 gibi dünyanın en zorlu zirvelerinde yaşanan trajedileri, Alp Dağlarının ışığındaki MMM Corones Museum’a taşıyorum” diyor Reinhold Messner. Zaha Hadid ise yaptığı tasarımın konseptini şöyle anlatıyor: “Fikir ziyaretçilerin dağın diğer tarafındaki duvarı tırmanmadan önce mağaraları ve oymaları görmeleri, terastan vadiye doğru eşsiz manzarayı deneyimlemelerinden doğdu. Dolomites’i çevreleyen zirvelerin kireçtaşı renginin açık tonlarını yansıtan dış cephede kullanılan paneller, cam ile güçlendirilmiş fibre betondan ve açık renkli. Bu dış paneller, müzenin daha koyu tonlardaki iç panelleriyle buluşarak dağın dıştan içe doğru kesiti alınmış hissini yaratıyor. Dağdan akan şelaleler gibi görünen merdivenler, sergi alanlarını birbirine bağlarken ziyaretçi yoğunluğunu da dengeliyor. En alt katta ziyaretçiler terasa çıkabiliyor ve 240 derecelik bir açıyla Alpler’i izleyebiliyor. Yaklaşık 1000 metrekarelik bir alana sahip olan müze farklı bölümlerden oluşuyor. İnşaat sırasında 4000 metreküp kaya ve yeryüzü parçası sökülmüş ve yerine binayı oluşturacak olan malzemeler yerleştirilmiş. Bütün bu işlemler sonucunda bölgenin doğal ısısında bir değişim olmaması için hassasiyet Zaha Hadid ve ekibi. 2013’te inşaatına başlanan proje 2015’in sonlarına doğru tamamlanmış. Dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerin gittiği bu Corones Museum, sadece dağcılıkla ilgilenenleri değil, mimari meraklılarını da tatmin edecek bir bütünlüğe sahip. Müzenin cennetsi eşsiz manzarası ise coğrafyanın insanlığa bir armağanı.
www.mmmcrones.com