Sayısız albüm kapağı, film afişi ve konser fotoğrafının altında imzası bulunan Muhsin Akgün’e dinlemekten keyif aldığı müzisyenlerden seyahat rotalarına kadar merak ettiklerimizi sorduk.
“İşim gereği çok fazla seyahat etmek durumunda kalıyorum. Aslında gitmekten ve vakit geçirmekten keyif aldığım pek çok yer var ama bunların başında sanırım ilk sırayı Londra alıyor. Nedeni ise tam bir konser şehri olması… Bunun yanında sayısız galeri ve müzeye ev sahipliği yapıyor. Sokak pazarları, kitap ve plak dükkânları da cabası. Müzik, hayatımın olmazsa olmazları arasında… Fotoğraflamadığım çok az müzisyen kaldı diyebilirim. Ama dinlemekten hiç sıkılmadığım isimler arasında Pink Floyd, Tom Waits, Neil Young, Lou Reed ve Nick Cave gibi uzayıp giden bir liste var. Bunun yanında yakından takip ettiğim pek çok yazar var. Yaşar Kemal, Ece Temelkuran, Selim İleri, Ahmet Ümit, Müge İplikçi, Gaye Boralıoğlu, Ayfer Tunç, Sema Kaygusuz, Şebnem İşigüzel, Murathan Mungan, Selim İleri ve Orhan Pamuk. Bu arada film izlemekten büyük keyif alıyorum. Filmleri fotoğraf dersi gibi olan Terence Malick’in bütün yapımlarını beğenerek izliyorum. ‘The Thin Red Line’, ‘The Tree of Life’ izlemekten bıkmayacağım filmler arasında… Krzysztof Kieslowski’nin ‘Trois Couleurs: Bleu’yü es geçmek olmaz ya da Otto Preminger’in ‘Anatomy of a Murder’ını da… Güzel bir estetiğe sahip her şeyi seviyorum. Dekorasyonda vazgeçemediğim tek unsur aydınlatma. Yumuşak ışığa sahip aydınlatmaları daha çok tercih ediyorum. Gece çalıştığım için loş ışık veren aydınlatmalar hem daha estetik geliyor hem de bilgisayar karşısında çalışırken bana güzel bir ortam sunuyor.